Kriz ve yas, insan yaşamında
önemli yer tutan, bireyin psikolojik dengesini ve sağlığını önemli ölçüde
etkileyen süreçlerdir. Kriz, bireyin ani ve beklenmedik bir olay nedeniyle
şiddetli stres yaşaması ve başa çıkma mekanizmalarının yetersiz kalması
durumunu ifade eder. Bu olaylar bireyin iç dengesini (homeostazi) bozar.
Bireylerin özellikle yaşlılık dönemlerinde krizlere karşı daha savunmasız
olduğu gözlemlenmektedir. Yaşlı yetişkinlerin kriz deneyimi, fiziksel ve
bilişsel işlevlerdeki düşüşler, sosyal rollerdeki değişiklikler ve
bağımsızlığın kaybı gibi faktörler nedeniyle daha karmaşık hale gelmektedir.
Yas, kaybın ardından yaşanan doğal bir süreçtir ve sıklıkla sevilen birinin
ölümüyle birlikte görülmektedir. Freud’un (1917) çalışmalarında açıkladığı gibi
yas süreci, bireyin kaybı kabul etme ve hayata yeniden uyum sağlama çabalarını
içermektedir. Yaşlılıkta yas süreci, fiziksel ve bilişsel zayıflık, sosyal
izolasyon ve bağımlılık da eşlik ettiğinde daha da zor olabilmektedir. Kriz ve yas müdahalelerinin
amacı, bireylerin kriz veya kayıp öncesi işlevselliklerini yeniden
kazanmalarına veya daha yüksek düzeyde işlevsellik elde etmelerine yardımcı
olmaktır. Kriz müdahalesi; ön değerlendirme, planlama, müdahale ve
değerlendirme aşamalarından oluşur. Bu süreçte; bireylerin duygusal ifadelerini
desteklemek ve sosyal destek sistemlerini harekete geçirmek önemlidir. Yas
müdahalesi, bireyin kaybı kabul etme ve hayata yeniden uyum sağlama çabalarını
içermektedir. Duygusal destek sağlamak, kişilere kayıpla nasıl baş
edebileceklerini öğretmek ve sosyal bağları güçlendirmek yas sürecinde temel ve
önemli müdahalelerdir.
Atıf Sayısı :