Sodyum ve su dengesi bozukluklarının hastanede yatan hastalarda, özellikle kritik bakım gerektiren yoğun bakım hastaları arasında yaygın görüldüğü bildirilmektedir. Dehidratasyon hem genç hem de yaşlı bireyleri mental ve fiziksel olarak etkileyen özellikle yaşlılarda morbidite ve mortaliteye yol açan önemli bir faktördür. Dehidratasyonun değerlendirilmesinde, öykü, risk faktörlerinin belirlenmesi, fiziksel değerlendirme ve laboratuvar bulgularının incelenmesi önemlidir. Hastada dehidratasyona neden olabilecek durumların (kusma, diyare, hemoraji, drenaj varlığı, diüretik tedavisi vb), sorgulanmalı, ayrıntılı anamnez alınmalıdır. Dehidratasyon tedavisinde amaç komplikasyon gelişmeden normal sıvı elektrolit dengesinin yeniden sağlanması ve sürdürülmesidir. Ödem İntersisyel sıvı volümünde anormal artmaya bağlı intersellüler dokuda sıvı birikimi olarak tanımlanır. Yoğun bakımdaki hastalarda pulmoner ödem, serebral ödem, periferal ödem, laringeal ödem görülebilmektedir. Yoğun bakım hastalarında meydana gelen ödem hayatı tehdit edebilir, birçok komplikasyona yol açabilir ve yoğun bakımda kalış süresini uzatabilir. Bu nedenle ödemin erken belirlenmesi etkin bir şekilde tedavi edilmesi ve bakımının sürdürülmesi gerekir. Ödemin değerlendirilmesinde öncelikle ödeme yol açabilecek sorunlara yönelik anemnez alınmalı, belirti ve bulgular (örneğin pulmoner ödemde dispne, göğüs ağrısı, serebral ödemde; bilinç değişiklikleri, lerengial ödemde stridor, periferal ödemde bacaklarda tek veya çift taraflı şişlik vb), sorgulanmalıdır. Ödemin tedavisinde öncelikle ödeme neden olan durumun saptanması ve buna yönelik tedavinin planlanması gerekir. Bu doğrultuda yoğun bakım hemşirelerinin dehidratasyon ve ödeme yol açan nedenleri, belirti ve bulguları erken fark edebilmesi etkin bir tedavi ve bakımı sürdürebilmesi önemlidir.
Atıf Sayısı :