Sıklıkla hava açlığı, boğulma ve
güç solunum olarak ifade edilen dispne, yoğun bakım ünitesinde sağ kalım oranını
etkileyen, tek başına ya da diğer semptomlarla birlikte görülen önemli bir parametredeir. Dispne,
solunum sisteminin birçok hastalığında primer semptom olarak ortaya çıkmakla birlikte,
kardiyovasküler hastalıkların ve nöromüsküler disfonksiyonların ana
semptomlarından biri olarak da çeşitli klinik durumlarda sıklıkla görülebilmektedir. Dispne,
hastaların sağlık durumunun kötüleşmesi, kas gücünün azalması, iştahsızlık ve uyku sorunları,
günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmede zorluk, bakım bağımlılığının artması,
depresyon, anksiyete gibi psikolojik, fiziksel ve sosyal sağlık sorunlarını beraberinde
getirmektedir. Tüm bu etkilere bağlı olarak dispne, hastanın yaşam kalitesinin düşmesine neden
olabilmektedir. Subjektif bir semptom olan dispnenin değerlendirilmesinde hastanın
ifadesi önemlidir. Bununla birlikte sayısal, sözel ve görsel özelliklere sahip dispne
sınıflandırma ölçekleri ile de yoğun bakım hastalarında dispne değerlendirmesi yapılabilir.
Etyolojisinde ventilasyonu, solunum kontrolünü, gaz değişimini ve kardiyak outputu etkileyen
faktörlerin rol oynadığı dispne, farmakolojik ve nonfarmakolojik yöntemler ile
tedavi edilmektedir. Dispnenin farmakolojik tedavisinde en önce verilmesi gereken ajan
oksijendir. İnvaziv ya da noninvaziv mekanik ventilasyon solunum yetmezliğine bağlı
dispneyi azaltabilir. Bununla birlikte dispnenin semptomatik tedavisinde solunum ve yürüme
egzersizleri, vibrasyon tedavisi gibi yöntemler etkili olabilmektedir.
Atıf Sayısı :