Torasik Aort Ve Supratorasik Dallarının Yaralanmaları
Anahtar Kelimeler
Damar yaralanmaları, travma hastalarının %2-3'ünde görülen ve morbidite ile mortaliteyi artıran önemli bir sorundur. Bu yaralanmalar genellikle ekstremitelerde meydana gelir ve genç erkeklerde daha sık görülür. Son yıllarda yapılan gelişmeler, tanı yöntemleri ve vasküler girişim tekniklerindeki ilerlemeler, damar yaralanmalarının yönetiminde daha iyi sonuçlar alınmasını sağlamıştır. Ancak hala damar yaralanmaları, travma hastalarının ölüm sebepleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle, hastane öncesi ve hastane içi süreçlerin hızlı ve doğru bir şekilde yönetilmesi, sonuçları olumlu etkileyen en önemli faktördür.Damar yaralanmaları, penetran, künt veya iatrojenik olabilir. Penetran yaralanmalar, ateşli silahlar, kesici-delici aletler veya keskin kemik uçları gibi etkenler tarafından oluşturulur ve genellikle aktif kanama ile kendini gösterir. Künt yaralanmalar ise daha az görülmesine rağmen, multitravmaya eşlik etme eğilimindedir ve genellikle uzun damar segmentlerini etkiler.Damar yaralanmalarının yönetimi için klinik bulgular genellikle yeterli olmakla birlikte, bazı durumlarda ek tanı yöntemlerine ihtiyaç duyulabilir. Bu nedenle, hastalar genellikle güçlü bulgular (hard signs) ve zayıf bulgular (soft signs) olmak üzere iki gruba ayrılır. Güçlü bulgularla gelen hastalara acil cerrahi müdahale yapılmalıdır. Zayıf bulgularla gelen hastaların ise daha detaylı muayene ve görüntüleme yöntemleri ile değerlendirilmesi gerekmektedir.Travmaya bağlı ekstremite kanamalarının kontrol altına alınması, junctional ve truncal bölge kanamalarına göre daha kolaydır. Her travma hastası damar yaralanması açısından titizlikle değerlendirilmeli ve uygun müdahale yöntemleri belirlenmelidir.(AI)
Atıf Sayısı :