Folik asit, vücutta karbon metabolizması için önemli
olan bir bileşen olarak bilinir. Bu nedenle, kanserle ilişkisi üzerine yapılan
araştırmalar, folik asidin karsinogenez üzerindeki potansiyel etkilerini
ayrıntılı bir şekilde incelemiştir. 5-Metiltetrahidrofolat (5-MTHF) olarak
bilinen bir folat türü ile kobalamin, metiyonin yolu üzerinde gereklidir; bu
yol, homosisteinin metiyonine dönüştürülmesinde önemli bir rol oynar.
Metiyonin, S-adenozilmetiyonine (SAM) dönüşür ve bu, vücuttaki birçok
reaksiyonda metil kaynağı olarak işlev görür, özellikle DNA ve RNA
metilasyonunda. SAM’nin yetersiz üretimi, DNA’daki metilasyonun azalmasına ve
gen transkripsiyonunu etkileyerek tümör baskılayıcı genlerin ve
proto-onkogenlerin ifadesini değiştirebilir. Folat eksikliği, DNA sentezi ve
onarımı için gereken nükleik asit olan deoksiribonükleotid monofosfatın
dönüşümünü engelleyebilir. Bu durum, hatalı DNA sentezi ve onarımına, DNA
zincir kırıklarına ve hatalı DNA onarımına yol açabilir. Kanser, genomdaki
birikmiş mutasyonlarla gelişen sistemik bir hastalıktır. Folatın kanser riski
ile ilişkisi, bilinen biyokimyasal mekanizmalarla daha da güçlenir. Folat
varlığı, normal dokularda kanserin gelişimini ve ilerlemesini düzenleyebilir.
Birçok çalışma, folat alımı veya düzeyi ile kolorektal, meme, servikal,
pankreas, beyin ve akciğer kanserleri gibi birçok kanser türü arasında bir
ilişki gözlemlemiştir. Folat düzeyi ve kanser arasındaki ilişki tam olarak
netleşmemiş olsa da, bilimsel çalışmalar bu konuya ilgi göstermektedir. Folik
asidin kanseri önleme veya destekleme potansiyeline dair çelişkili bulgular
vardır. Folik asit takviyesi, premalign lezyon olmayan ve folat eksikliği olan
bireylerde koruyucu olabilir, ancak yüksek dozlarda alınması premalign
lezyonların ilerlemesine yol açabilir. Aşırı folat alımı da endişe
yaratmaktadır. Nöral tüp defektlerinin insidansını azaltmayı amaçlayan buğday
unu ve zenginleştirilmiş tahıl ürünleri ile gerçekleştirilen zorunlu
güçlendirme programı, kanser insidansında artış ve premalign lezyonların ilerlemesi
endişesi yaratmıştır. Folik asidin kanser riski üzerinde karmaşık etkileri
bulunmaktadır; bazı kanser türleri için koruyucu olabilirken diğerleri için
etkili olmayabilir veya riski artırabilir. Genetik polimorfizmler, folat
metabolizması üzerinde etkili olabilir ve bazı etnik gruplarda kanser riskini
artırabilir. Bu nedenle, klinisyenler folat alımını bireyselleştirerek, örneğin
alkol bağımlılığı veya malabsorpsiyonu olan bireylerde alımı takviye etmeye
yönelik olarak hareket etmelidir. Folik asit, nöral tüp defektleri riskini
azaltabilir. Gebelik öncesinde folik asit takviyesine başlamanın, nöral tüp
defektlerini önlemede etkili olduğu gösterilmiştir. Ancak, bu takviyenin herkes
tarafından yeterince alınıp alınmadığına dair endişeler bulunmaktadır.
Atıf Sayısı :