Radyasyon, keşfinden bu yana,
nükleer santrallarda (enerji üretiminde), tıbbi ve endüstriyel alanlarda yaygın
olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yapay radyoaktivitenin keşfini takiben, tanı
ve tedavi için nükleer tıpta radyonüklit uygulamalarda istikrarlı bir şekilde
artış gözlenmektedir. Tanı ve tedavi için radyonüklit uygulanan hasta sadece
kendisi için değil, aynı zamanda personel, yakın çevresindekiler ve toplum için
de bir radyasyon kaynağı haline gelmektedir. Ayrıca, radyoaktif maddenin
kullanımından dolayı radyoaktif atıklar oluşmaktadır. Radyonüklit terapide
kullanılan aktivite miktarı tanısal amaçlı uygulanan aktiviteye göre daha
yüksek olduğundan daha özenli bir radyasyon güvenliği gerektirmektedir. Radyoaktif
atık yönetimi için her ülkede farklı
ulusal yaklaşımlar olsa da uluslararası iş birliği ile temel ilkeler ve
yükümlülükler oluşturulmuştur. İyonlaştırıcı radyasyon kaynaklarının kullanımı
sırasında ortaya çıkabilecek radyoaktif atıkların ALARA (as low as reasonably achievable dose) ve ALARP (as low as reasonably practible dose)
prensipleri ile uluslararsı Uluslararası Radyolojik Korunma Komisyonu (International Committee of Radiation
Protection-ICRP), Uluslararası
Atom Enerji Ajansı (UAEA) (International
Atomic Energy Agency-IAEA) kurallarına ve ulusal Türkiye Enerji, Nükleer ve
Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) mevzuatlarına göre çalışanlar, toplum ve çevre
ile gelecek nesillere zarar vermeyecek şekilde güvenli olarak yönetilmesi
ve bertaraf edilmesi gerekmektedir. Ülkemizde X-ışını ve radyoaktif madde
kullanarak hizmet sunan merkezlerde genellikle üst düzey güvenlik
protokollerinin sürdürülmesinden ve uygulanmasından sorumlu bir Radyasyondan
Korunma Sorumlusu (RKS) bulunur. RKS radyoaktif atıkların güvenli toplanması,
depolanması, nakliyesi, bertaraf edilmesi ve kayıtların tutulmasından bilfiil
sorumludur. Bu bölümde, nükleer tıp kliniğinde kullanılan radyoaktif atıkların
toplanması, sınıflandırılması, depolanması ve bertarafı ile ilgili idari ve
teknik bilgiler verilecektir.
Atıf Sayısı :