Son
yıllarda toplum yapısının karmaşıklaşması ve hızlı gelişimi sebebiyle halkla
ilişkilerin bilinçli ve profesyonel bir biçimde yönetilmesine her zamankinden
daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Kamusal sağlık ve tıbbi hizmet sunan
kurumların iletişim ihtiyacının, diğer birçok kuruluşa kıyasla daha yoğun
olduğu belirtilmektedir. Yalnızca tıbbi tedavinin sürdürüldüğü, hekim odaklı
eski modellerden; özellikle önleme dayalı ve sağlıklı yaşama yönlendiren sağlık
ekibi modelleri öne çıkmaktadır. Bu bağlamda sağlık hizmetlerinde halkla
ilişkilere önem verilmesi, iletişim uzmanlarının işe alınması ve eğitilmesi bir
maliyet olarak değil; uzun vadede kendini birkaç kat geri ödeyecek bir yatırım
olarak görülmektedir. Sağlık çalışanlarının, halk ile reaktif iletişimden
proaktif iletişime geçmesi; proaktif iletişimin de tüm hastaların ve halkın
çıkarlarını karşılamak için çift yönlü olması gerektiği vurgulanmaktadır. Sağlık
ekibinin bir üyesi olarak toplum eczacıları, kolay ulaşılabilir olmaları
nedeniyle sağlık sektöründe hastaların “ilk uğrak noktası” olarak
tanımlanmaktadır. Eczacılar, randevuya gerek kalmadan hem ilaç hem de ücretsiz
tıbbi danışmanlık sağlayarak doktorun reçete ettiği ilaçların akılcı ilaç kullanımı
ilkeleri doğrultusunda kullanılmasını sağlama noktasında hasta ile hekim arasında
farmasötik tıbbi iletişimin sağlanması görevini gerçekleştirmektedir. Son zamanlarda
mesleğin gelişimi açısından rollerini genişletmek isteyen eczacılar, hastayla
daha yakın bir ilişki kurmaya ve uygun tavsiyeler vermeye başlamış; bu büyük
sorumluluğu üstlenerek profesyonelliğe adım atmıştır. Toplum eczacıları ilaca
uyumu artırmada da önemli bir rol oynamaktadır; böylece morbidite, mortalite ve
sağlık bakım maliyetlerinin azaltılmasına katkıda bulunulabilmektedir. Eczacının
toplum eczacılığındaki temel rollerinden biri danışmanlığa odaklandığından
iletişim, her bir hastanın sağlığını korumak ve geliştirmek olan birincil etik
görevi yerine getirmek için gereklidir. Bu nedenle halkla ilişkiler, danışmanlık
sürecini etkili kılmak ve eczacılık mesleğinin geleceğini güçlendirmek için
kilit unsur olmaktadır. Eczaneler, sadece ilaç veren yerler olarak değil, aynı
zamanda toplum sağlığına katkıda bulunan sağlık merkezleri olarak algılanmalıdır.
Eczacıların etkili iletişim becerileri ve halkla ilişkiler stratejileri, bu hedeflere
ulaşmada kritik bir rol oynamaktadır.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :