Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), tekrarlayan zararlı partikül veya gaz inhalasyonu nedeniyle oluşan sürekli solunum semptomları ve ilerleyici hava akımı kısıtlaması ile karakterizedir. KOAH, ameliyat geçiren hastalarda sık görülen bir komorbiditedir ve kronik nefes darlığı, öksürük ve balgam ile kendini gösterir. KOAH, genellikle orta yaşlı ve yaşlı insanlarda, genellikle sigara içenlerde görülür. Öte yandan, KOAH ve astım tanısı olmayan yetişkin hastalarda sigara içme ve solunum semptomları nedeniyle hastanede kalış süresinin arttığı ve pulmoner fonksiyon testlerinin azaldığı bulunmuştur. Önceki çalışmalarda, büyük cerrahi işlemler geçiren hastaların postoperatif dönemde zorlu ve uzun süreli mekanik ventilatör kullanması gerektiği gösterilmiştir. KOAH'ın destek ihtiyacı ve ventilatörle ilişkili pnömoni gelişimi nedeniyle mortalite için bağımsız bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir. KOAH ile birlikte akciğer kanseri, pulmoner hipertansiyon, obezite, obstrüktif uyku apnesi (Overlap sendromu) gibi komorbiditelerin varlığı, cerrahi işlemlerle ilişkili komplikasyonlar ve mortalite riskini artırır. KOAH'nın akut alevlenmeleri sırasında elektif cerrahi işlemlerin ertelenmesi önerilir. Erken dönemde antibiyotiklerin sistemik kortikosteroidlerle birlikte kullanılmasının daha iyi postoperatif sonuçlar sağladığı bildirilmiştir. KOAH'lı hastalarda genel anestezi riskleri, torasik cerrahi işlemlerde daha da artar. Tek akciğer ventilasyonu, yan yatış pozisyonu, açık pnömotoraks bu risklerin artmasının nedenleridir. Operasyon sırasında tek akciğer ventilasyonu, akciğer rezeksiyon cerrahileri, torakoskopi, yemek borusu ve torasik aorta operasyonları, tek akciğer hastalığına bağlı hipoksemi, trakeobronşiyal hasar, bronkoplevral fistül, akciğerin büyük kisti veya bullası gibi nedenlerle uygulanır. Bu prosedür için çift lümenli tüp, bronşiyal bloker ve tek lümenli endobronşiyal tüpler kullanılır. Tek akciğer ventilasyonu, akciğer kapasitesinin yetersiz kullanılmasına ve perioperatif komplikasyon riskinin artmasına neden olacağından, KOAH'lı hastalar daha dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli ve takip edilmelidir. Ameliyat geçiren KOAH hastalarında perioperatif pulmoner komplikasyonlar ve riskler genellikle ileri yaş, sigara içme, konjestif kalp yetmezliği varlığı, günlük yaşam aktivitelerini fonksiyonel olarak gerçekleştirememe ve torasik cerrahi gibi büyük operasyonlara maruz kalma gibi risk faktörleri olarak bildirilir. KOAH'ın perioperatif komplikasyonları; entübasyon süresinin uzaması, bronkospazm, postoperatif atelektazi, pnömoni, pnömotoraks, bronkoplevral fistül gelişimi, yoğun bakım süresinin uzaması, akut akciğer hasarı, ARDS ve artmış ölüm riskidir. Amerikan Anesteziyologlar Derneği (ASA) sınıflandırmasına göre yüksek skorlar, postoperatif pnömoni, entübasyon süresinin uzaması ve mortalite riskinin artması ile paralellik gösterir. Ayrıca düşük FEV1 seviyesi, acil operasyon gereksinimi, genel anestezi uygulanması ve anestezi süresinin iki saatten uzun olması, karın kesisi gibi durumlar operasyon sırasında komplikasyon gelişme riskini artırır. Bu amaçla, solunum fonksiyon testleri (SFT), karbon monoksit difüzyon testi (DLCO), arteriyel kan gazı analizi (ABG), kardiyopulmoner egzersiz testleri (CPET) ve mevcut kılavuzlar kullanılır. Ana faydaları, cerrahi için düşük risk altında olan hastaları (her iki değer de %80 veya daha fazla tahmin edilen değer) daha ileri değerlendirme gerektiren hastalardan (bir veya daha fazla değer %80'den az tahmin edilen değer) ayırt etmektir. SFT'ler, post-resektif akciğer fonksiyonunu tahmin etmek için özellikle altta yatan akciğer hastalığı olan hastalarda önemlidir (örneğin, kronik obstrüktif akciğer hastalığı [KOAH] ve amfizem). Preoperatif dönemde ölçülen spirometrik FEV1 (ekspirasyonun ilk saniyesindeki solunum hacmi), beklenen değerin %60'ının altındaysa, ameliyat sonrası dönemde komplikasyon riski artar. Bu nedenle, KOAH'lı hastaların ameliyat öncesi dönemde pulmoner fonksiyon testleri ile değerlendirilmesi önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :