Hafif Zincir Cast Nefropatisi Olgusu Eşliğinde Nefrotik Sendrom Tanı Ve Yönetimi

Yayın Yılı: 2023
Sayfa Sayısı: 191-202
Kitap Dili : Türkçe

Anahtar Kelimeler


Nefrotik sendrom; masif proteinüri (idrar proteini ≥3,5 g/gün), hipoalbüminemi (serum albümini ≤3 g/dL), periferik ödem, hiperlipidemi ve lipidüri bileşenlerinden oluşan klinik bir tablodur. Nefrotik sendromun diğer bileşenleri olmadan sadece idrar proteini ≥3,5 g/gün olması nefrotik düzeyde proteinüri olarak bilinir. Nefrotik sendromlu vakaların %70-80’ini primer (idiyopatik) nefrotik sendrom oluşturur. Sekonder nefrotik sendromun altında yatan hastalık genelde diyabet, lupus, amiloidoz ya da infeksiyöz hastalıklar olabileceği gibi kullanılan bir ilaca bağlı olarak da meydana gelebilir. Tüm nedenler arasında en yaygın karşılaşılan nefrotik sendrom nedenleri; membranöz glomerulonefrit, fokal segmental glomeruloskleroz, minimal değişiklik hastalığı, diyabetik nefropati, amiloidoz (primer ve sekonder) ve sistemik lupus eritematozustur. Kemik iliğinde plazma hücrelerinin malign klonal bir hastalığı olan multipl myelomda en yaygın görülen böbrek tutulum şekli hafif zincir cast nefropatisi (myelom böbreği) olup sıklıkla böbrek yetmezliği ve/veya nadiren nefrotik sendromla seyredebilir. Myelom hastalarında görülen diğer tutulum şekli hafif zincir amiloidozu (AL) ve hafif zincir depozit hastalığıdır. Bu iki form daha ziyade nefrotik sendromla seyreder. Nadiren plazma hücreleri tarafından böbrek parankimi doğrudan invaze olabilir. Hipertansiyon dışında ek komorbiditesi olmayan 75 yaşındaki hasta kalça ağrısı, halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı yakınmaları ile acil servise başvurmuş. Metabolik asidoz ve üremik semptomlardan dolayı hasta acil hemodiyalize alındıktan sonra ileri tetkik için nefroloji kliniğine yatırılarak tetkik edildi. Ağır proteinürisi, belirgin hipoalbuminemisi ve yaygın ödem bulunması nedeniyle nefrotik sendrom tanısı kondu. Fakir idrar sedimentine sahip olan hastada nefrotik düzeyde proteinüri, hiperkalsemi, derin anemi ve ultrasonografide böbrek boyutlarının normal izlenmesi nedeniyle ayırıcı tanıya plazma hücre diskrazileri de dahil edilerek akut böbrek hasarı etyolojisini aydınlatmak için tüm tetkikler istendi. Serum protein elektroforezinde M spike görülmesi, serum immünfiksasyon elektroforezinde kappa hafif incir tespit edilmesi, serum serbest kappa hafif zincirlerin 17000 gibi yüksek bulunması, kappa/lambda oranın 321 bulunması, kafa grafisinde litik lezyonların gösterilmesi ile myelom tanısı kondu. ANA, Anti-dsDNA, PR3-ANCA, MPO-ANCA testlerinin negatif olması ve normal kompleman düzeyleri bulunması nedeniyle otoimmün hastalıklardan ve vaskülitlerden uzaklaşıldı. Kemik iliği biyopsisinde kappa tipi monoklonal plazma hücrelerinden zengin hipersellüler kemik iliği görüldü. Kemik iliği Kongo boyaması negatif olması nedeniyle amiloidoz dışlandı. Yapılan böbrek biyopsisinde glomerüler yapılar korunmuş iken, distal tübül içinde yer yer dev hücreler ile çevrili kırılganlık gösteren PAS negatif birikimler gözlendi. Kongo red negatif boyandı. İmmünfloresan boyamada lambda negatif iken kappa (++) boyandı. PET-CT ile myeloma ait litik lezyonlar gösterildi. Ek diğer bir malignite bulgusuna rastlanmadı. Hafif zincir cast nefropatisi (myelom böbreği) kabul edilen hasta haftada 3 kez hemodiyaliz programına alındı. Hastaya RAAS blokajı başlandı. Destek tedavisi yanında hematoloji kliniği tarafından planlanan 6 kür bortezomib, siklofosfamid, deksametazon (VCD) tedavisi verildi. Sonuç olarak nefrotik sendrom tanısı konduktan sonra sekonder sebeplerin araştırılması ve bulunması durumunda etyolojiye yönelik tedavi yapılması gerekir. Kontrendikasyon yokluğunda böbrek biyopsisi yapılması gerekir. Primer nefrotik sendrom olguları tespit edilen histopatolojik tiplerine göre destek tedavisine ek olarak spesifik tedavileride yapılmalıdır.

Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.

Atıf Sayısı :