Yaşlanma ve kırılganlık, tıp alanındaki gelişmeler, sağlıklı yaşam şartları ve ekonomik koşulların iyileşmesiyle birlikte artan bir sorun haline gelmiştir. Türkiye'de yaşlı nüfusun oranı her geçen yıl artmaktadır. Kırılganlık, yaşlılıkta sık karşılaşılan bir klinik durumdur ve birden fazla organ sisteminin fonksiyonlarında azalma ile kendini gösterir. Kırılgan yaşlılar genellikle halsizlik, yorgunluk, güçsüzlük gibi semptomlarla karşımıza çıkarlar. Kırılganlık, artmış mortalite, hastaneye yatış, düşmeler ve artan bakım ihtiyacı ile ilişkilidir. Prevalansı yaşla birlikte artar ve toplum içinde yaşayan geriatrik popülasyonda %4 ile %59 arasında değişir. Kadınlarda erkeklere göre daha yüksek bir prevalansa sahiptir. Kırılganlık için risk oluşturan faktörler arasında ileri yaş, kadın cinsiyet, düşük eğitim düzeyi, yalnız yaşama, depresyon, antidepresan tedavi sayılabilir. Kırılganlık, genetik faktörler, yaşam tarzı ile ilişkili faktörler, subklinik hastalıklar, ilaç kullanımı ve hastalık ve travmalar gibi birçok etkenle ilişkilidir. Kırılganlığın ve ilişkili risklerin tanınması, bu bireylerin olumsuz etkilenmesini önleyebilir.(AI)
Atıf Sayısı :