Bu makalede, lenfatik sistemin tarihsel gelişimi ve meme kanserinde aksillanın lenfatik haritalanması ve sentinel lenf nodu biyopsisinin önemi ele alınmaktadır. Lenfatik sistemin anlaşılması, birçok hastalığın tedavisinde fayda sağlamış ve onkolojik cerrahide minimal invaziv girişimlere yönelimi başlatmıştır. Lenfatik sistemin tarihi, Hipokrat dönemine kadar uzanmaktadır. Gasparo Aselli, lenfatik kanalları ve merkezi mezenterik düğümleri keşfetmiştir. Thomas Bartholin, lenfatik kanalların bir sistem oluşturduğunu ve kan dolaşımından ayrı olduğunu varsaymıştır. Rudolf Virchow, lenf sıvısının belirli bir lenf noduna ve diğer lenf nodlarına aktığını öne sürmüştür. Meme kanserinde aksillanın lenfatik haritalanması, Wilhelm Fabry tarafından tanımlanmıştır. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar, aksiller lenf nodu diseksiyonunun hastalıksız veya genel sağkalımı iyileştirmediğini göstermiştir. Sentinel lenf nodu biyopsisi, aksiller metastazları saptamada etkili bir yöntem olarak ortaya çıkmıştır. Lenfatik haritalama, melanom hastalarında uygulanmış ve sentinel lenf nodunun saptanmasına olanak sağlamıştır. Bu makalede, sentinel lenf nodu biyopsisi ve aksiller lenf nodu diseksiyonu arasındaki farklar da ele alınmaktadır. NSABP-32 çalışması, sentinel lenf nodu biyopsisinin düşük morbidite oranıyla güvenli ve uygulanabilir olduğunu göstermiştir.(AI)