Travma hastalarında ağrı yönetimi oldukça önemlidir. Ağrı, her bireyin yaşamı boyunca deneyimleyebileceği subjektif bir durumdur. Uluslararası Ağrı Araştırma Teşkilatı'na göre ağrı, var olan veya olası doku hasarına eşlik eden hoş olmayan duysal ve duygusal bir deneyimdir. Travma sonrasında ortaya çıkan ağrı, ödem, ekimoz, deformite, organ fonksiyon kaybı gibi belirtilerle birlikte görülebilir. Travma sonucu doku hasarı oluştuğunda serotonin, histamin, bradikinin gibi maddeler serbest hale gelir ve akut ağrıya neden olur. Travmalı hastalarda ağrı kontrolü genellikle yeterli şekilde yapılmamaktadır. Bu durum, ağrının maskelemesi, ilaç bağımlılığı ve solunum depresyonu gibi sorunlara yol açabilir. Ağrının etkili bir şekilde tedavi edilmesi ise hastanede kalış süresini kısaltır, morbidite ve mortaliteyi azaltır ve hasta memnuniyetini artırır. Travma sonrası ağrı, nosiseptif ve nöropatik ağrı olarak iki grupta incelenir. Nosiseptif ağrı, fizyopatolojik olayların ağrı reseptörlerini uyarması sonucu oluşurken, nöropatik ağrı periferik sinir hasarına bağlı olarak ortaya çıkar. Travma sonrası ağrının kronikleşmeden tedavi edilmesi önemlidir. Periferik sensitizasyon, inflamatuar sürecin bir parçası olarak tahrip olan bölgelerde çeşitli maddelerin salgılanması sonucu oluşur. Travma hastalarında ağrı yönetimi multidisipliner bir ekip yaklaşımı gerektirir ve yeni gelişen ağrı kontrol yöntemlerinin kullanılması önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :