Pankreas kanseri, pankreasın farklı bölgelerinde ortaya çıkan ve semptomlara neden olan tümörlerdir. Bu tümörler genellikle sarılık, kolanjit ve kaşıntı gibi tıkanma sarılığına bağlı semptomlarla ortaya çıkar. Pankreas kanserinin cerrahi tedavisi, hastaların sadece %15-20'sinde mümkün olabilmektedir. Cerrahi tedavi sonrasında eklenen kemoterapi ile uzun dönem sağkalım oranı %20-25'te kalmaktadır.Pankreas kanseri cerrahisinde önemli bir dönüm noktası, 1935 yılında Whipple tarafından yapılan rezeksiyonlarla başlamıştır. Bu dönemde hastaların beslenme bozuklukları, karaciğer hasarı ve kanama gibi sorunları olduğu için cerrahi işlem tek seansta gerçekleştirilememekteydi. Ancak Whipple, sarılık için drenaj cerrahisi uygulayarak cerrahi başarısını artırmıştır.Son yıllarda pankreas kanseri tedavisinde kullanılan etkili kemoterapötik ilaçların geliştirilmesi, ven rezeksiyonu yapılan pankreas cerrahisi sayısını artırmıştır. Modern kemoterapi ile birlikte, preoperatif kemoterapi veya radyoterapi sonrasında rezeksiyon yapılabilecek duruma gelen hastaların sayısı artmıştır.Pankreas kanseri tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım ve pankreasla ilgilenen merkezlerin kurulmasıyla lokal ileri evre hastalara da cerrahi müdahale yapılabilmektedir. Yüksek çözünürlüklü üç boyutlu tomografi uygulamaları, pankreas kanserinin metastazlarının tespit edilmesini ve ana damarların invazyonunun görülmesini sağlayarak cerrahi müdahale şansını artırmıştır.Günümüzde sistemik yayılım, peritoneal karsinomatöz ve yaygın karaciğer metastazları cerrahiye karşı bir engel oluşturmaktadır. Ancak damarların tutulduğu durumlarda genişletilmiş rezeksiyonlar uygulanabilmektedir. Bu rezeksiyonlar, invaze komşu damarların ve ana damarların çıkarılmasını içermektedir.Pankreas kanserinin rezektabilitesi, rezektabilir, borderline rezektabilir ve rezektabilmez olarak sınıflandırılmaktadır. Rezektabilmez durumlar, uygun damar genişliğine izin vermeyen durumları ifade etmektedir.Sonuç olarak, pankreas kanseri tedavisinde vasküler cerrahi önemli bir rol oynamaktadır. Damar rezeksiyonlarıyla birlikte küratif cerrahi müdahale sağlanabilmekte ve hastaların sağkalım oranları artmaktadır.(AI)