Son yıllarda minimal invaziv cerrahi yaklaşımların kullanımı artmıştır. Laparoskopi, akut karın cerrahisinde güvenli bir yöntem olarak kabul edilmekte ve değerli bir tanı yöntemi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, apandisit ve kolesistit gibi durumlarda da tercih edilen bir yaklaşımdır. Travma olgularında da gereksiz laparotomileri azalttığı için tercih edilmektedir. Laparoskopik cerrahi, peptik ülser perforasyonları ve perfore divertikülit tedavisinde de uygulanabilir ve güvenli bir seçenek olarak kabul edilmektedir. Ancak, ince bağırsak tıkanıklığı gibi istenmeyen yaralanma potansiyeli de göz önünde bulundurulmalıdır. Minimal invaziv cerrahi, postoperatif iyileşme açısından fayda sağlamakla birlikte, deneyimli klinisyenler ve cerrahi ekipler tarafından karar verilmelidir. Laparoskopik cerrahi, planlı karın ameliyatlarında da önemli bir gelişme kaydetmiştir. Tanısal laparoskopi, belirsiz karın ağrılarında tanı koymak için kullanılan bir yöntemdir. Bu prosedür, hastanın tedavisinin gecikmesini önleyebilir, laparotomi ihtiyacını ortadan kaldırabilir ve karın içi organların muayenesine ve terapötik müdahaleye olanak sağlar. Travma olgularında da tanısal laparoskopi, negatif laparotomi oranını azaltabilir. Ancak, hasta seçimi dikkatli yapılmalı ve önemli vasküler travma şüphesi olan hastalarda tercih edilmemelidir. Tanısal laparoskopi, batın nafiz olduğu durumlarda, penetran yaralanmalarda ve şüpheli diyafram yaralanmalarında kullanılabilir. Bu prosedürün tanısal doğruluğu yüksek olup güvenli ve uygulanabilir bir yöntemdir.(AI)