Bu metinde, Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre 2020 yılında her gün ortalama 800 kadının hamilelik ve doğumla ilgili önlenebilir nedenlerden dolayı öldüğü belirtilmektedir. Bu durum, düşük ve orta gelirli ülkelerde daha yaygın olup, özellikle Afrika ve Güney Asya'da yüksek oranlarda görülmektedir. Türkiye'de ise anne ölüm oranının 2010 ile 2018 yılları arasında düştüğü ifade edilmektedir.Anne ölümleri, bir ülkenin sağlık sisteminin değerlendirilmesi için önemli bir göstergedir. Ölümlerin çoğu gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmekte olup, %75'i önlenebilir niteliktedir. Kontrolsüz ve plansız gebelikler, anne ölümlerinin en büyük sebeplerinden biridir.Ayrıca, Türkiye'nin Avrupa'da doğum oranlarının en hızlı arttığı ülkelerden biri olduğu belirtilmektedir. Hızlı ve kontrolsüz nüfus artışının doğal ve ekonomik kaynakların kullanımını artırarak çeşitli problemlere yol açabileceği vurgulanmaktadır. Birleşmiş Milletler'e göre dünya nüfusunun 1802 yılında bir milyara ulaşması 200.000 yıldan fazla sürerken, bir milyardan sekiz milyara ulaşması sadece 216 yıl sürmüştür. Bu durum, aile planlamasının önemini ve gerekliliğini artırmaktadır.Sonuç olarak, aile planlamasının kişilerin fiziksel, ruhsal ve sosyoekonomik özelliklerini göz önünde bulundurarak doğurganlığın düzenlenmesi açısından önemli olduğu ifade edilmektedir.(AI)