Kan transfüzyonu, 19.yüzyılda ABO kan gruplarının keşfi sonrası birinci dünya savaşında kullanılmaya başlandı ve 1939’da Rh gruplarının bulunması sonrasında transfüzyon tıbbı alanının doğuşu gerçekleşmiştir. Bugün ise kan ve kan ürünlerinin transfüzyonu gelişen bilgi birikimimiz neticesinde bir organ veya doku nakli olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle kan transfüzyonu kararı bu sorumlulukla verilmelidir. Eski bilgilerimizde elimize geçen ilk kristaloid sıvılar ile resüsitasyonun başlaması ve agresif sıvı tedavileri ön planda iken artık savaş cerrahisinin kazandırdığı tecrübeler ile travma ve hemorajik şok tedavilerinde de kristaloid sıvı tedavilerinden ziyade kan ve kan ürünlerinin replasmanının mortalite ve morbiditede azaltıcı etkileri bilinmektedir.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :