Girişimsel radyoloji, son yıllarda hızlı bir şekilde gelişme gösteren bir alandır. Baş boyun tümörlerinin tedavisinde girişimsel radyoloji, görüntüleme teknolojilerindeki ilerlemeler ve daha güvenilir embolik ajanların kullanılmasıyla geniş bir uygulama alanına sahip olmuştur. Bu teknikler, minimal invaziv olması, kısa işlem süresi ve hızlı iyileşme süreci gibi avantajlar sağlayarak açık cerrahiye kıyasla tercih edilmektedir.Baş boyun tümörlerinde girişimsel işlemler perkütan, endovasküler veya kombine tekniklerle gerçekleştirilebilir. Biyopsi, aspirasyon, radyofrekans ablasyon ve kriyoablasyon gibi tedaviler genellikle perkütan yaklaşımla yapılmaktadır. Transarteriyel tedavi yöntemleri ise baş boyun bölgesi kanamaları ve intraarteryel kemoterapide kullanılmaktadır. Baş boyun bölgesindeki hipervasküler tümörler ve arteryovenöz malformasyonlarda ise perkütan ve endovasküler yaklaşımlar birlikte kullanılabilmektedir.Endovasküler yaklaşımla, baş boyun tümörlerinin akım paterni belirlenebilir ve lezyon karakterizasyonu yapılabilir. Büyük damar ve küçük prekapiller damar oklüzyonu sağlanabilir. Ayrıca tümöral lezyonlarda süperselektif olarak farmakolojik ajan enjeksiyonuna bağlı iskemi yaratılabilir veya farmakolojik ajanın direkt etkisine bağlı olarak hücre nekrozu indüklenebilir.Baş boyun bölgesinde damar oklüzyonu, vasküler tümörler, malformasyonlar veya travmaya bağlı kanamalarda acil olarak uygulanabilir. Ayrıca preoperatif embolizasyon, kanamayı azaltmak için kullanılabilir. Tümör nekrozunu sağlamak amacıyla besleyici arterin palyatif oklüzyonu veya vasküler malformasyon embolizasyonları da yapılabilmektedir.Sonuç olarak, baş boyun tümörlerinin girişimsel radyoloji yöntemleriyle tedavi edilmesi, minimal invaziv olması, kısa işlem süresi ve iyileşme süreci gibi avantajlar sağlamaktadır. Bu yöntemler, preoperatif embolizasyon veya lokal endovasküler kemoterapötik uygulamalar gibi amaçlarla kullanılabilmektedir. Embolizasyon işlemi, tümör kontrolünü arttırarak yaşam kalitesini iyileştirebilmektedir.(AI)