Beyin ölümü tanımı ve tarihçesi, son 70 yılda önemli gelişmeler kaydetmiştir. Eskiden ölüm, kalp ve akciğerlerin durması olarak tanımlanmaktaydı. Ancak bu tanım, kalp ve akciğer durmasının hekimler tarafından anlaşılması ve açıklanması konusunda yetersiz kalmıştır. Beyin ölümü tanımı, 1959 yılında Mollaret ve Goulon tarafından yapılan bir çalışmada ortaya çıkmıştır. Bu tanımda, beyin ölümünün günümüzdeki tanımına benzer şekilde ifadeler kullanılmıştır. Beyin ölümü tanımı, 1968 yılında Harvard Tıp Fakültesi'nin özel bir komitesi tarafından yayınlanan \"Ölümün yeni kriteri; geri dönüşümsüz koma\" adlı bildiri ile önem kazanmıştır. Beyin ölümü tanısı için bir dönüm noktası olan bu bildiri, günümüzde hala geçerli kabul edilen kriterlerden biridir. Beyin ölümü tanısı için kullanılan diğer yardımcı testlerin etkinliği konusunda ise yeterli kanıt bulunmamaktadır. Beyin ölümü tanımı ve kriterleri, organ nakli gibi konularda da önemli bir rol oynamaktadır. Elektroensefalografi (EEG), beyin ölümü değerlendirmesinde önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. EEG aktivitesinin olmaması, beyin ölümünü doğrulamak için gereken bir kriterdir. Ancak bazı durumlarda EEG ve benzeri yardımcı testlerin kullanılması önerilmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :