Hipertansiyon Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Yönetimi
Anahtar Kelimeler
Bu makalede, hipertansiyonun atriyal fibrilasyon (AF) gelişimindeki rolü ve hipertansiyon hastalarında AF yönetimi ele alınmaktadır. Hipertansiyon, AF hastalarında en sık görülen etiyolojik faktördür ve hipertansiyon hastalarının AF gelişim riski normal popülasyona göre daha yüksektir. AF, uzun süreli hipertansiyonun bir sonucu olarak değerlendirilmeli ve hipertansiyon kontrolü önemlidir. Hipertansiyon, AF hastalarında embolik riski arttırdığı gibi oral antikoagülan kullanımında da kanama riskini arttırır. Bu nedenle, hipertansiyon kontrolü sıkı bir şekilde takip edilmelidir.Hipertansiyonun AF gelişimindeki mekanizmaları araştırılmıştır. Yüksek sistolik kan basıncı, bazal sol atriyum genişliğini artırarak AF gelişimine zemin hazırlar. Ayrıca, renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi aktivasyonu da AF gelişiminde rol oynar. Anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri, anjiyotensin reseptör blokörleri ve mineralokortikoid reseptör antagonistleri gibi spesifik ajanlar, AF hastalarında hipertansiyon kontrolü için tercih edilen tedavilerdir.Hipertansiyon kontrolünün AF gelişimini engellemedeki etkisi araştırılmıştır. Yapılan meta-analizler, RAAS blokajının AF gelişimini azalttığını göstermiştir. ACE inhibitörleri ve ARB kullanımı, AF riskini azaltır. Beta blokerler de hem AF hız kontrolünde etkilidir hem de hipertansiyon hastalarında AF gelişim riskini azaltabilir. Kalsiyum kanal blokerlerinin ise AF gelişim veya rekürrensi üzerindeki etkisi daha zayıftır.Hipertansiyon hastalarında AF yönetimine ilişkin yaklaşım da ele alınmıştır. Hipertansiyon, AF hastalarında tromboembolik risk faktörüdür ve antikoagülan tedavi gerektirebilir. Hipertansiyon kontrolünün yanı sıra, hipertansiyonu olan AF hastalarında antikoagülan tedavi gerekliliği vurgulanmaktadır. Ayrıca, hipertansiyonun sıkı kontrolü, antikoagülan kullanan AF hastalarında kanama komplikasyonlarını minimize etmek için önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :