Bu metinde, cerrahi hastaların preoperatif hazırlıkları ve iletişim süreci üzerinde durulmaktadır. İlk temasın hastane ortamında gerçekleştiği ve hastanın güven duygusunun önemli olduğu vurgulanmaktadır. Hekimlerin yoğun çalışma temposu nedeniyle bu ilk etkileşimi bazal seviyede tutma eğiliminde olabileceği belirtilmektedir. Ancak, bu durum ilişkiyi savunmasız bırakabilir ve güvensizlik ve yanlış kararlar alınmasına yol açabilir. Bu nedenle, açık ve kapalı uçlu soruların uygun kullanımıyla birlikte zamanla olgunlaşan bir etkileşim sürecinin önemli olduğu vurgulanmaktadır. Bu süreçte yaş, cinsiyet, kültür ve psikososyal faktörler gibi çeşitli etmenlerin göz önünde bulundurulması gerektiği ifade edilmektedir. Metinde ayrıca hastaların aydınlatılmış onam sürecinin önemi üzerinde durulmaktadır. Türkiye'de hastaların yeterince aydınlatılıp aydınlatılmadığı ve onam alınması sürecinin paternalistik bir yaklaşımla sürdürüldüğü belirtilmektedir. Bu durumda hastaların kendilerini ifade edememesi ve iletişim kopukluğu yaşanması gibi risklerin ortaya çıkabileceği ifade edilmektedir. Özellikle otonom karar verme yetisi zayıf olan hastaların bu tehlikeden daha fazla etkilenebileceği belirtilmektedir. Metinde ayrıca bazı cinsel yolla bulaşan hastalıklar, meslek hastalıkları veya madde bağımlılığı gibi durumların da otonom zayıflık olarak hekimin karşısına çıkabileceği ifade edilmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :