Donuklar, dokularda, interstisyel alanda ve hücre içinde sıvıların donarak kristalleşmesi sonucu meydana gelen bir hasardır. Bu durum, aşırı soğuğa uzun süre maruz kalma sonucunda ortaya çıkar. Anormal bir soğukla karşılaşıldığında ciltte vazokonstrüksiyon (damarların daralması) meydana gelir ve bu da donuğun oluşmasına neden olur. Vazokonstrüksiyon nedeniyle periferik dokulara yeterli kan akışı sağlanamaz ve bu bölgelerde ısı düşer, oluşan buz kristalleri erimez. Isı kaybı arttıkça öncelikle eller, ayaklar, kulaklar, burun ve dudaklar gibi uç ve sivri anatomik yapılar daha kolay donar. Donuklar genellikle açık arazide çalışan işçiler, evsizler, kış sporcuları ve dağcılarda görülür. Alkol kullananlarda daha agresif bir şekilde ortaya çıkabilir. Donuklarla ilgili tanı ve tedavi yöntemleri 1950'lere kadar askeri tecrübelere dayanırken, 1980'li yıllardan itibaren sivil donuklara yönelik tedavi protokolleri de yayınlanmıştır. Donuk tedavisinde amaç, sağlam dokuyu korumak, donmuş dokuların fonksiyonunu tekrar kazandırmak ve komplikasyonları engellemektir. Vücudun ısı homeostazında cildin vasküler dolaşım yapısı önemlidir. Cilt, ısıyı kaybetmek için kazanmaktan daha kolaydır. Ciltteki vazodilatasyon (damarların genişlemesi) lokal etkilerle ve sempatik vasküler tonusun kaybıyla gerçekleşir. Eller, ayaklar, ayak topukları ve burun gibi bölgelerde arteryovenöz anastomozlar bulunur ve bu bölgelerde vücut ısısının korunmasına yönelik shuntlar vardır. Bu nedenle, cilt soğuğa maruz kaldığında bu bölgeler donmaya daha yatkın hale gelir.(AI)
Atıf Sayısı :