Ağrı, yaşamın önemli bir parçasıdır ve herkes zaman zaman ağrı deneyimler. Ağrı, bireylerin yaşadıkları deneyimlerden, kültürlerinden, kişiliklerinden, anksiyeteden ve ağrı ile baş etmek için sahip oldukları inançlardan etkilenir. Ağrı, sağlık kuruluşlarına en sık başvuru nedenidir ve tanımlanması zor bir durumdur. Ağrının nedeni belirlenene kadar veya geçmeyen ağrı durumunda, kardiyovasküler, solunum, sindirim, nöroendokrin ve kas-iskelet sistemleri olumsuz etkilenebilir. Bu durum, bireyin yaşam kalitesini olumsuz etkiler, komplikasyonlara neden olabilir ve günlük yaşam aktivitelerini zorlaştırır. Optimum ağrı yönetimi için ağrının patofizyolojisi ve değerlendirilmesi, farmakolojik olmayan tedavilerin kullanımı ve bireye özgü holistik bakım önemlidir.Ağrı, gerçek veya potansiyel doku hasarı ile ilişkili hoş olmayan bir duyu veya duygusal deneyim olarak tanımlanır. Ağrı, vücudun çeşitli travmalardan korunmasını sağlayan bir histir ve vücut, ağrıya neden olan durumlardan kaçınmaya çalışır. Ağrı, yaralanma, zorlanma veya hastalık sonucu oluşan bir his veya rahatsız edici bir duygu olmasının yanı sıra, duygusal bir deneyim de olabilir.Ağrının fizyolojisi karmaşıktır ve üç aşamalı bir süreci takip eder. İlk olarak, bir tahriş veya yaralanma sonucunda özelleşmiş sinir hücreleri olan nosiseptörler aktive olur. Ardından, merkezi sinir sistemine doğru ağrı uyarısı gönderilir ve sinir uyarıları oluşur. Son olarak, beyin tarafından önemli bir tahriş veya yaralanma sonucu ağrı duyusu olarak yorumlanır.(AI)
Atıf Sayısı :