Bu makalede, jinekolojik kanserlerin kadınların cinsel yaşamı üzerindeki etkisi incelenmektedir. Jinekolojik kanserler, over, endometriyum, serviks, vajina ve vulva kanserlerini içeren bir grup malign hastalıktır. Dünya genelinde kadınlarda en sık görülen üç kanser türü serviks, endometriyum ve over kanseridir. Jinekolojik kanserler, kadınlarda meme kanserinden sonra önemli bir risk oluşturur. Bu kanserlerin semptomları ve tedavilerinin yan etkileri, cinsel benlik ve cinsiyet rolleri üzerinde değişikliklere neden olabilir. Bu durum, kadınların cinsel kimlik, beden imajı ve üreme yeteneği açısından yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Jinekolojik kanserler, cinsel yaşamda pek çok güçlüğe yol açar ve hastalar bu sorunlarla başa çıkmakta zorluk yaşayabilir. Kadınlar, jinekolojik kanser tanısı konulduktan sonra eşlerinin kendilerini terk edeceği, yalnız kalacakları ve cinsel olarak çekici olmayacakları endişesini yaşayabilir. Ayrıca, kadınlar işlerini, sosyal güvencelerini ve üreme kapasitelerini kaybedeceklerini düşünerek endişe duyabilir. Partnerler ise cinsel ilişki sırasında eşlerine zarar verebileceği veya kanserin kendilerine bulaşabileceği endişesiyle uzaklaşabilir. Bu sorunlar, hem cinsel yaşamı hem de duygusal ilişkileri olumsuz etkiler. Jinekolojik kanserlerin tedavisi, cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi gibi yöntemleri içerir. Bu tedavilerin cinsel yaşam üzerinde yakın ve uzun vadeli yan etkileri vardır. Örneğin, histerektomi vajinada kısalmaya neden olabilir ve cinsel işlevlerde bozulmaya yol açabilir. Vulva ve vajina kanseri tedavisinde ise ağrı ve duyu kaybı nedeniyle cinsel ilişki yaşanamaz. Bu nedenle, jinekolojik kanserlerin cinsel yaşam üzerindeki etkileri göz önünde bulundurularak hastalara uygun destek ve tedavi sağlanmalıdır.(AI)
Atıf Sayısı :