Kanser tedavileri, böbrek hasarına neden olabilen bir durumdur ve bu durum günümüzde giderek daha sık karşılaşılmaktadır. Bu durum, \"onkonefroloji\" adı altında özel bir ilgi alanı oluşturmuştur. Geleneksel kemoterapötik ilaçlar ve yeni nesil anti-kanser ajanlar, etkin kanser tedavileri olarak kullanılmaktadır ve birçoğu böbrek hasarı riski taşımaktadır. İmmünoterapi ise bağışıklık sistemi aracılığıyla tümör hücrelerinin tanınmasını ve ortadan kaldırılmasını hedefleyen bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi yöntemi, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini hedef almasıyla kanserin ortadan kaldırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Immünoterapi seçenekleri arasında interferon ve yüksek doz interlökin-2 gibi eski tedavilerin yanı sıra immün kontrol nokta inhibitörleri ve kimerik antijen reseptör T hücreleri gibi yeni tedaviler de bulunmaktadır. Ancak, immünoterapiler de geleneksel ve hedefe yönelik kanser ajanları gibi böbrek hasarı potansiyeline sahip tedavi seçenekleridir. Bu nedenle, immünoterapilerin nefrotoksisite yönetimi önemlidir. ICP inhibitörleri, bağışıklık sinyallerini bloke ederek bağışıklık sisteminin tümör hücrelerine karşı aktivitesini arttırır. Bu tedaviler, birçok solid malignitenin tedavisinde önemli klinik faydalar sağlamıştır.(AI)
Atıf Sayısı :