Bu bölümde cerrahi hastalarda antibiyotik tedavisi konusu ele alınmaktadır. Enfeksiyon hastalıkları tarih boyunca ölüm nedenleri arasında önemli bir yer tutmuştur. Antibiyotik tedavisinin tarihi, 19. yüzyılda mikroskobik patojenlerin keşfiyle başlamıştır. Antibiyotikler, bakterilerin çoğalmasını engelleyerek veya öldürerek etki gösterirler. Bu etki mekanizmalarına göre beş sınıfa ayrılırlar: hücre duvarı sentez inhibitörleri, protein sentez inhibitörleri, nükleik asit sentez inhibitörleri, antimetabolitler ve membran bütünlüğünü bozanlar. Hücre duvarı sentezini inhibe eden antimikrobiyaller arasında beta laktamlar, sefalosporinler, monobaktamlar ve karbapenemler bulunur. Beta laktamlar, bakterilerin hücre duvarı sentezini durdurarak etki gösterirler. Penisilinler, doğal penisilinler, penisilinaza dirençli penisilinler, aminopenisilinler, karboksipenisilinler ve üreidopenisilinler olmak üzere beş grupta sınıflandırılır. Sefalosporinler, beta-laktamazlara karşı penisilinlere göre daha dirençlidir ve antimikrobiyal etki spektrumu bakteri türüne göre değişir. Monobaktamlar sadece gram-negatif aerob mikroorganizmalara etkilidir. Karbapenemler ise en geniş spektrumlu antimikrobiyallerdir ve gram pozitif ve gram negatif aerob ve anaerob bakterilere etkilidir. Bu bölümde antibiyotik tedavisinin tarihçesi ve hücre duvarı sentezini inhibe eden antimikrobiyallerin genel özellikleri anlatılmaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :