Tiroid kanseri, genç yaş grubunda da giderek artan bir insidansa sahiptir. 15-19 yaş arası adölesanlarda tiroid kanseri en sık görülen sekizinci kanser türüdür ve kızlarda ikinci sıklıkta yer alır. Genellikle tarama sırasında saptanan tiroid nodülü nedeniyle tanı alınır. Ancak pediatrik çağda tiroid kanserinin ilk belirtisi, palpe edilebilen tiroid nodülü olmaksızın servikal lenfadenopati de olabilir. Pediatrik tiroid kanserlerinin %90'ından fazlasını papiller tiroid kanseri oluştururken, foliküler tiroid kanseri daha az sıklıkta görülür. Medüller tiroid kanseri ve az veya andiferansiye kanser ise çok nadir görülür. Çocukluk çağı ve erişkin yaş arasında tiroid kanserinin klinik davranışı arasında farklar vardır. Çocuklarda tanı anında hastalık daha yaygın olabilir ve tiroid kapsülünü aşmış veya lenf nodlarına sıçramış olabilir. Bununla birlikte, çocukluk çağındaki tiroid kanseri nedeniyle ölüm riski erişkinlerden daha düşüktür. Tiroid kanserinin bir kısmı otozomal dominant geçişle aktarılabilir. Çocukluk çağında spontan gelişen tiroid kanserlerinin etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir, ancak yeni kanıtlar bu kanserlerin tiroid kök hücrelerinden kaynaklandığını göstermektedir. Genç yaşta tanı alan hastalarda cerrahi total tiroidektomi önerilir ve postoperatif dönemde risk sınıflaması yapılır. Düşük riskli hastalar serum tiroglobulin ve boyun ultrasonografisi ile takip edilirken, yüksek riskli hastaların tüm vücut taraması da yapılır. Çocukluk çağında tiroid kanseri tanısı alan ve erişkin yaşa geçen hastaların biyolojik ve psikososyal ihtiyaçları erişkin kanserli hastalardan farklılık gösterebilir. Bu nedenle, bu hastaların erişkin dönemde takip edilecekleri merkezde çalışan endokrinoloji hekimi tarafından detaylı olarak bilgilendirilmeleri önemlidir. Hastaların geçirdiği cerrahi, radyoaktif iyot tedavisi ve yapılan görüntülemeler hakkında detaylı bilgi verilmelidir.(AI)