Kan ve kan ürünleri, acil serviste hayat kurtarıcı bir öneme sahiptir. Kanama nedeniyle meydana gelen ölümler acil serviste en sık karşılaşılan ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. Ayrıca travma sonrası ilk 24 saatteki ölümlerin yarısından fazlası kanama ve koagülopatiye bağlıdır. Bu nedenle, doğru hasta ve doğru zamanda kan ve kan ürünü desteği sağlamak büyük önem taşımaktadır.Kristalloid sıvı tedavisi, masif kanamalı veya çoklu travmalı hastalarda artık önerilmemektedir. Şiddetli travma hastalarının önemli bir kısmı, hastaneye başvurduklarında endotel ve trombosit disfonksiyonu, pro ve antikoagülan faktör dengesizliği nedeniyle koagülopatik durumdadır. Yoğun kristalloid sıvı tedavisi, bu faktörlerin dilüsyonu ve disfonksiyonu nedeniyle mortalite riskini artırır. Ayrıca, doku ödemi, asidoz, reperfüzyon hasarı ve multiorgan yetmezliği gibi komplikasyonlara yol açabilir.Transfüzyon kararı, hastanın yaşını, semptomlarını, komorbiditelerini, kanama durumunu, kanamanın akut veya kronik olmasını, travmanın düzeyini ve hastanın tercihlerini göz önünde bulundurarak verilmelidir. Masif kanamalar nedeniyle yapılan transfüzyonlarda hemoglobin eşiğine dayalı bir politika uygun değildir. Doku perfüzyonunu sağlayacak minimum transfüzyon desteği en uygun yaklaşımdır. Hemodinamik olarak stabil olan ve aktif kanaması olmayan hastalarda hemoglobin değeri 10 gr/dl üzerindeyse transfüzyona gerek yoktur. Hemoglobin değeri 6 gr/dl altındaysa ve hasta onam verdiği sürece transfüzyon yapılmalıdır. Hemoglobin değeri 6-10 gr/dl arasında ise hastanın klinik durumu ve komorbiditeleri değerlendirilerek karar verilmelidir. Trombosit süspansiyonu ise kanamanın durdurulması amacıyla kullanılır ve hedef düzey hastanın durumuna göre belirlenir. Bilinen bir trombosit fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kanama kontrol altına alınıncaya kadar trombosit desteği sürdürülmelidir.(AI)