Bu metinde, II. Dünya Savaşı öncesinde boyun yaralanmalarının ölüm oranlarının %35'ten fazla olduğu ancak günümüzde uygun cerrahi eğitim ve yaklaşımlar sayesinde mortalite oranlarının düştüğü belirtilmektedir. Travmatik boyun yaralanmalarının %5-10'unun düşük enerjili silahlar veya delici aletlerle meydana geldiği ifade edilmektedir. Bu tür yaralanmalarda solunum, sindirim ve damar yaralanma eğiliminin az olduğu ancak yüksek enerjili yaralanmalarda morbidite ve mortalite oranlarının yüksek olduğu belirtilmektedir. Baş ve boyun bölgesinin yaşamsal öneme sahip birçok anatomik yapıyı barındırdığı ve bu nedenle ateşli silah yaralanmalarında yaşamı tehdit eden durumların daha sık meydana geldiği vurgulanmaktadır. Baş-boyun yaralanmalarının tüm ateşli silah yaralanmalarının yaklaşık %30'unu oluşturduğu ifade edilmektedir. Baş-Boyun yaralanmalarının sınıflamasının anatomik bölgelere göre yapıldığı ve Zone 1, Zone 2 ve Zone 3 olarak adlandırılan bölgelerin bulunduğu belirtilmektedir. Vasküler yaralanmaların her zaman açık olmadığı ve atlanması durumunda gecikmiş komplikasyonlar gelişebileceği ifade edilmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :