Derin ven trombozu (DVT), alt ekstremite derin venlerinde meydana gelen tıkanıklık ve kan akımının engellenmesi durumudur. DVT, yaygın görülen ve morbiditesi ile mortalitesi yüksek olan bir sağlık sorunudur. Her yıl ortalama 100.000 kişide 104-183 insidansla görülmektedir. DVT tedavisinin amacı, pulmoner emboli oluşumunu engellemek, mortalite ve morbiditeyi azaltmak, tekrarlama riskini düşürmek ve posttrombotik sendromu en aza indirmektir. Amerika Birleşik Devletleri'nde yılda yaklaşık 1 milyon DVT hastası tespit edilmekte ve bu hastaların 50.000-200.000'i pulmoner emboli nedeniyle kaybedilmektedir. DVT genellikle ileri yaşlarda daha sık görülmektedir ve koroner arter hastalığı ve serebrovasküler hastalıklardan sonra en sık görülen kardiyovasküler hastalıktır. Hastanede gerçekleşen ölümlerin önemli bir kısmı pulmoner emboli nedeniyle meydana gelmektedir ve bu hastaların %90'ında trombüs odağı alt ekstremite derin venleridir. DVT hastalarının %5'i hastanede ölmektedir. Maligniteye bağlı DVT'lerde genç yaşta ölümler daha sık görülmektedir. Malignite olmayan DVT'lerde ise senelik mortalite %12'dir. DVT hastalarında serebrovasküler hastalıklar ve koroner arter hastalıkları da önemli mortalite nedenleridir. İdiopatik DVT'si olan hastaların dörtte biri kardiyovasküler olay yaşamaktadır. Sempatomatik PE eşlik eden DVT hastalarında ise ölüm riski izole DVT'si olan hastalardan 18 kat daha fazladır. DVT'ler genellikle venöz kapak bölgelerinden kaynaklanmaktadır. Venöz kapakçıkların antitrombotik özelliği sayesinde trombüsler kapakçık üzerinde değil, kapakçık çevresindeki damar duvarında oluşmaktadır. Kapakçıkların antitrombotik özelliği sayesinde DVT'lerde erken rekanalizasyon mümkün olabilmektedir. Kalf venlerinin trombüsü durumunda antikoagülan tedavi verilmesi önerilmektedir. Popliteal ven trombüsü olan hastalarda ise antikoagülan tedavi verilmesi gerekmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :