Percütan böbrek biyopsisi (PKB), böbrek hastalıklarının teşhis ve tedavisinde önemli bir tanısal müdahaledir. PKB, Iversen ve Brun tarafından 1951 yılında akut ve kronik böbrek hastalığının teşhisinde kullanılmaya başlanmıştır. Kark ve Muehrcke ise 1954 yılında bu prosedürü değiştirerek hastayı yüzükoyun pozisyonda yatırıp böbreği lokalize etmek için bir keşif iğnesi yerleştirmiştir. Günümüzde ultrason (US) rehberliği ve otomatik biyopsi sistemlerinin kullanımı, prosedürün güvenli bir şekilde yeterli doku elde etmesini sağlayarak güvenilirliğini artırmıştır. Görüntü rehberliğinde yapılan prosedürlerde komplikasyon oranları önemli ölçüde azalmaktadır. Son bir çalışmada, biyopsiye bağlı kanama oranlarının körce yapılan ve US rehberliğinde yapılan böbrek biyopsilerinde benzer olduğu, ancak kör biyopsilerin çoğunlukla yetersiz biyopsi sonuçlarına ve daha az glomerül elde ettiği gösterilmiştir.PKB, yaygın böbrek parankimal hastalığın teşhisi ve takibi, glomerülonefrit şüphesi olan vakalar, etiyolojisi belirlenemeyen böbrek yetmezliği vakaları, nefrotik ve nefritik sendrom, böbrek nakli reddi şüphesi olan vakalar ve ayrıca solid böbrek kitlelerinin teşhisi için kullanılabilir. Ekstrarenal primer malignitesi olan hastalarda, böbrek metastazını böbreğin primer tümöründen ayırt etmek için bir biyopsi yapılabilir. Komplike kistik lezyonlarda patolojik bir tanı elde etmek için de kullanılabilir. Tümör ablasyonu yapmadan önce histopatolojik bir sonuç elde etmek için de kullanılabilir. PKB'nin böbrek kitlelerinde duyarlılık ve özgüllüğü %99.7'dir ve güvenli bir şekilde kullanılabilen bir tanı aracıdır.PKB'nin kontrendikasyonları arasında geri dönüşü olmayan kanama diatezi, hidronefroz (hidronefroz, ürinoma riski açısından biyopsiden önce tedavi edilmelidir), biyopsi için güvenli erişim hattının olmaması ve uyumsuz veya isteksiz hasta bulunmaktadır.Prosedürden önce, hastadan detaylı bir öykü alınmalıdır. Ayrıca, bir fizik muayene yapılmalı ve hasta varsa önceki görüntüleri incelenmelidir. Kanama komplikasyonu riski açısından hastalıklar (kronik karaciğer hastalığı gibi), özel durumlar (üremi, kemoterapi tedavisi alanlar) ve ilaçlar (aspirin, antikoagülanlar gibi) kullanımı sorgulanmalıdır. Böbrek biyopsisi planlanmadan önce hemostazı değerlendiren laboratuvar testleri (PT, aPTT, INR) değerlendirilmelidir. Trombosit sayısı en az 100.000 / ml, PT <15 sn ve INR <1.5 olmalıdır.Prosedürün planlanması açısından, ön prosedür görüntüleme çok önemlidir. Ayrıca, kullanılacak görüntüleme yöntemini seçmede de önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :