Son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle birlikte jinekolojik onkologlar, minimal invaziv cerrahi tekniklerin kullanımına yönelmektedir. Minimal invaziv cerrahi, hastaların daha kısa süre hastanede kalmasını, daha az ağrı yaşamasını ve günlük aktivitelere daha hızlı dönmesini sağlamaktadır. Ayrıca, adjuvant tedavi alan jinekolojik kanserli hastaların adjuvant tedavisine hızlı bir şekilde başlayabilmesi de önemlidir.Minimal invaziv cerrahi içinde laparoskopik cerrahi ve sentinel lenf nodu (SLN) konsepti öne çıkmaktadır. Laparoskopik cerrahi, batın ön duvarı travmasını minimize ederken, SLN konsepti lenfödem ve lenfosel gibi komplikasyonlardan korunma fırsatı sunmaktadır.Endometrial kanserli hastalarda laparoskopik cerrahiye 1990'ların başında başlanmıştır. Bu cerrahi yöntemin etkili, güvenilir ve uygulanabilir olduğu gösterilmiştir. 2000'li yıllardan sonra doğal açıklık cerrahisi olarak bilinen NOTES yaklaşımı ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımda umbilikus ve vajina gibi doğal açıklıklar kullanılarak cerrahi yapılmaktadır.Vajinal doğal açıklık cerrahileri, over kanseri cerrahisinde de kullanılmaktadır. Bu teknikle yapılan cerrahilerde kozmetik sonuçlar daha iyi ve postoperatif analjezik ihtiyacı daha azdır. Ayrıca, robotik platformun veya sentinel lenf nodu konseptinin de bu cerrahi yöntemle birleştirildiği çalışmalar mevcuttur.Sonuç olarak, jinekolojik onkolojide minimal invaziv cerrahi tekniklerin kullanımı artmaktadır. Laparoskopik cerrahi ve doğal açıklık cerrahileri, hastaların iyileşme sürecini hızlandırmakta ve komplikasyon riskini azaltmaktadır.(AI)