Kardiyovasküler sistemin temel görevi, oksijen ve besin maddeleriyle zenginleştirilmiş kanı tüm hücrelere taşımak ve bu hücrelerde oluşan atık maddeleri uzaklaştırmaktır. Bu görev, yaşam boyunca kesintisiz olarak devam eder. Kalp hücreleri, kasılmayı sağlayan kardiyak miyositler ve uyarıları ileten özelleşmiş hücrelerden oluşur. Kardiyak miyositler, bölünen, birleşen ve tekrar ayrılan miyofibrillerden oluşur. Bu miyositler, çizgili kaslara benzer şekilde kasılıp gevşer. Miyositlerin en önemli görevi, kardiyak kontraksiyonu ve relaksasyonu sağlamaktır. Kalp kasındaki miyositler, atriyumdaki miyositlere göre daha geniş ve uzundur. Her bir kardiyak miyosit, sarkolemma adı verilen bir hücre zarına sahiptir ve kontraksiyondan sorumlu olan miyofibrilleri içerir. Kardiyak miyositlerde, iskelet kasında bulunmayan L-tipi yavaş kalsiyum kanalları bulunur. Bu kanallar, hücre içine daha fazla sodyum ve kalsiyum geçişini sağlar. Kardiyak miyositlerin aksiyon potansiyeli, iskelet kasındaki aksiyon potansiyelinden farklı olarak plato oluşturur. Bu plato aşamasında hücre içine giren fazla miktarda kalsiyum iyonu, kasılmanın başlamasını sağlar. Kalp kası hücreleri, interkale disklerle birbirine bağlıdır ve fonksiyonel bir bütünlük oluşturur. Ayrıca, kalp kendi kendine uyarı doğurabilen ve bunu tüm kalp hücrelerine yayabilen özel bir ileti sistemine sahiptir.(AI)