Sekonder hipertansiyon, arteriyel hipertansiyonun belirli bir nedenle ortaya çıkması durumudur ve genel hipertansif popülasyonun %5-10'unu etkiler. Bu nedenle, yalnızca klinik şüphesi olan hastaların taranması önerilir. Son yıllarda, sekonder hipertansiyon şüphesi olan hastaların belirlenmesinde 24 saatlik ambulatuvar kan basıncı izlemi önemli bir rol oynamaktadır. Geceleri gündüz izlenen kan basıncının düşmemesi, sekonder hipertansiyon ile ilişkilendirilmiştir. Genç hastaların çoğunda spesifik tedaviye yanıt alınırken, yaşlı hastaların büyük bir kısmında hedef kan basıncına ulaşılamamıştır. Bu da sekonder hipertansiyonun erken saptanmasının ve tedavisinin önemini göstermektedir. Bu bölümde, hipertansif hastalarda hangi ikincil formların taranması gerektiği konusunda bilgi verilmektedir. Sekonder hipertansiyonun kontrol edilebilen hipertansif hastalardan daha yüksek bir prevalansa sahip olduğu dirençli hipertansif hastalarda da gözlemlenmiştir. Çocuklarda ve ergenlerde, renal parankimal veya vasküler hastalık ve aort koarktasyonu sekonder hipertansiyonun en yaygın nedenleridir. Yetişkinlerde ise renal parankimal ve vasküler hastalık, sekonder hipertansiyonun en sık nedenleri olarak kabul edilirken, obstrüktif uyku apnesinin de yaygın bir neden olduğu belirlenmiştir. Endokrin nedenler arasında ise primer hiperaldosteronizm en yaygın olanıdır. Hipertansiyonu olan hastaların değerlendirilmesinde sekonder hipertansiyonun varlığını düşündürecek klinik ipuçlarına dikkat edilmelidir. Aile öyküsü olmayan genç yetişkinler, ani başlangıç, aşırı kilolu hastalar gibi belirli faktörler sekonder hipertansiyonu düşündürebilir.(AI)