Bu metinde, insanın var olabilmesi, algılayabilmesi ve varoluşu anlamlandırabilmesi için zaman ve mekanın önemli koşullar olduğu belirtilmektedir. Zaman ve mekan, başlangıç için de gereklidir. Duyularla algılanabilen veya zihinde canlandırılabilen belirli bir başlangıcı ve sonu olan bir olay bu ikisiyle inşa edilir. Zaman ve mekan, varoluşa aitlik belirleyicileridir.\"Zaman ve mekanın sembolik düzenlemeleri, bireyin kimlik ve toplum içindeki yerini tanımlayabileceği bir çerçeve oluşturur. Bireyin, kolektif ritimlere uyum sağlaması için bu temsilin dünyayı tanımlamanın yanı sıra kendini yeniden düzenlemesini de mümkün kılan zamanın ve mekanın biçimleri ve mekansal oluşumlarına olan talebi bu kadar güçlüdür\" (Harvey, 2003: 214).Kültürlerin veya bireylerin anıları da zaman ve mekan duygusuyla şekillenir. Toplumlar için önemli günler ve yerler, hafızanın işleyişinde önemli bir yer tutar. Tarihi değerler, kültürel yapı oluşumunda zaman-mekan ekseninde canlı tutulur ve kültürel hafızayı çoğaltır. Aitlik bilincine sahip oldukları için, onların mevcut ve geleceği zaman ve mekan aracılığıyla oynanır ve planlanır.\"İnsanların yaşadığı dünyayı anlayabilme ve kendilerini o dünyada konumlandırabilme yeteneğini anlamak için temel kavramlar zaman ve mekandır. Zaman ve mekan, nesnel gerçekler değildir, tarih boyunca değişime uğrayan kültürel olaylardır. Doğa ile etkileşim kaybı yaşamayan, doğanın kutsallığını kabul eden, zamanı doğal bir süreç olarak kabul eden toplumlar ile doğaya hâkim olmaya çalışan, zamanı mekandan bağımsız düşünen modern toplumlar arasında açık bir fark olduğu tartışılmazdır\" (Özçınar, 2009: 90).Pratik hayatta zaman ve mekan algısı bireyin gerçeklik algısıyla ilişkilidir, masallarda ise zaman ve mekan algısı zaman ve mekandan bağımsız bir hayal dünyasının kurgusal bir fantazisidir. Gerçeklik algısı zamanla değişirken, kurgu dilin eski olduğu ve bir geleneğin devamı olduğu bir masalda başlar. Tüm masallar \"Bir varmış, bir yokmuş\" ile başlar. Masallarda zaman geçmişte saklıdır. Mekanın topografik bir konumu yoktur. Masallar, zaman ve mekandan bağımsız bir düş dünyasında bir dilden diğerine aktarılır. Kültürlerin geçmiş hikayelerinde yarattığı yaratıklar, kahramanlar, canavarlar bugün olduğumuzun bir parçasıdır. Adeta tüm kültürler arasında gizli bir anlaşma vardır, benzer özelliklere sahip doğaüstü varlıklarını yaratırlar. Bu yaratıklar bazen insanlığın koruyucularıdır, bazen de yok edilmesi gereken kötülüğü temsil ederler. Bazıları uzaktan gelir. Ve o uzak yerlerin bilinmeyen kültürü, bizim kültürümüzle etkileşime geçer.(AI)
Atıf Sayısı :