Bu çalışma, yaşlanan gezegenimize yönelik çevre bilincini oluşturabilmek amacıyla yapılmıştır. Ayrıca, bu çalışma, işletmelere sorumluluklarını ve yeşil ürün kategorisinde bir marka oluşturarak bunlardan nasıl kar elde edebileceklerini göstermek amacıyla ele alınmıştır. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren endüstriyel çabaların artmasıyla birlikte, doğal kaynakların değeri düşmekte, tükenmekte ve teknoloji gelişmeleriyle birlikte ekolojide dengesizliklere yol açarak unutulmaya başlamaktadır. Tüm bu faktörler, kaynaklar ve doğa konusunda endişelenmeye başlamamıza neden olacak bir zemin hazırlamaktadır. Çevreye duyarlı ve doğanın geleceği konusunda endişeli olan tüketiciler, doğaya daha az zararlı ürünler talep etmeye başlamışlardır. Üreticiler ve hizmet sektörleri bu taleplerin etrafından dolaşamazlar ve zaten yüksek çevresel duyarlılığa sahip ürünlerle hizmet sunumunun daha çevre dostu bir şekilde geliştirilmesine başlamışlardır. Bu çabalar, Yeşil Pazarlama ve Yeşil Ürün kavramının ortaya çıkmasının nedenidir. Amerikan Pazarlama Derneği'ne göre, yeşil pazarlama, pazarlama faaliyetleri sırasında doğaya istenmeyen etkileri en aza indirmek için doğanın en hassas yolu olarak kabul edilmektedir. Yeşil pazarlama sayesinde doğa ve çevre dostu çalışmalar yapılmakta ve tüketicilerin ve işletmelerin talepleri karşılanmakta ve diğer rekabetçi şirketlere göre daha fazla kar elde edilmektedir. Bu pazarlama stratejisinin baskısı ve gücü nedeniyle uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri, doğayı korumayı hedefleyen çeşitli uygulamalar geliştirmek için hükümetlere baskı yapabilmişlerdir. Bir marka, diğerlerinden bir ürün veya hizmeti açıklamak için yapılan tüm çabalardır ve tüketicilerin bağımlılığını ve farkındalığını sağlar. Bu çabalar sayesinde ürün/hizmet, benzerlerine göre daha yüksek fiyatlandırılabilir ve tekrarlayan satışlar garanti edilebilir. Bir pazarlama ürünü olarak tanımlanabilecek bir niş yerleştiğinde, bilinçli tüketiciye hitap eden bir ürün olarak fiyatlandırılabilir.(AI)
Atıf Sayısı :