Bu bölümde, Türkiye'deki ikiz açık ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki incelenmektedir. Giriş kısmında, cari hesap dengesi ve bütçe açığı gibi makroekonomik göstergelerin ekonomideki önemi vurgulanmaktadır. 1980'lerin başından itibaren ABD ekonomisi büyük dış ticaret açıkları yaşamış ve bu açığı finanse etmek için yabancı ülkelerden borçlanma veya ABD varlıklarının satışı yoluna gidilmiştir. Bu durum, ABD'nin dünyanın en büyük alacaklısı konumundan dünyanın en büyük borç verenine dönüşmesine neden olmuştur. Aynı anda bütçe açığı ve dış ticaret açığı sorunu, Avrupa ülkeleri ve birçok gelişmiş ülkede de benzer şekilde görülmüş ve bu açıklar arasındaki ilişki sorgulanmaya başlanmıştır. Bu açıkların aynı anda ve aynı yönde ortaya çıkması nedeniyle bu sorunlar literatürde \"ikiz açıklar\" olarak adlandırılmıştır. Açık ekonomide ekonomik sistemin dengesi, ulusal tasarrufların ulusal yatırımlarla eşit olduğu noktada gerçekleşir. İkiz açık, özel sektör tasarruflarının yetersizliği nedeniyle hem bütçe açığı hem de dış ticaret açığı olarak ortaya çıkar. Bütçe açığı ve cari açık, bir ülkenin ekonomik dengesi açısından en önemli göstergeler arasındadır. Cari açık, ekonominin gelirden daha fazla harcama yapması anlamına gelir ve cari açığın finansmanı yabancı sermaye girişi veya rezerv azalışıyla gerçekleşir. Cari hesap durumunun önemi, olası krizler hakkında önemli bilgiler içermesinden kaynaklanmaktadır. Geleneksel görüşe göre, cari açığın GSYİH'ya oranı %5'i aşarsa ve bu açık kısa vadeli borçlanma veya döviz rezervleriyle finanse edilirse, tüketim harcamalarında artışa neden olur. Bu gelişmeler ekonominin kırılganlığını artırır ve kriz belirtisi olarak algılanabilir. Bu nedenle, ikiz açık ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki Türkiye örneği üzerinden incelenmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :