Bu bölümde, 2008 mali krizi ve Avrupa ülkeleri üzerindeki bulaşıcı etkileri incelenmektedir. 1970'lerin başından itibaren birçok ülke ekonomilerini serbestleştirmeye başlamış ve dünya genelinde dalgalı döviz kuru sistemi benimsenmiştir. Bu durum ekonomilerin birbirleriyle daha fazla entegre olmasına ve dolayısıyla ekonomik şoklara daha savunmasız hale gelmesine neden olmuştur. Literatürde bulaşıcı krizler olarak bilinen başlıca krizler, 1992 Avrupa Para Sistemi Krizi, 1994 Meksika Krizi, 1997 Asya Krizi, 1998 Rusya Krizi, 2008 Krizi ve 2008 krizinden sonra ortaya çıkan Avrupa Borç Krizi'dir.Bulaşma, bir krizin başka bir krizle ilişkili olarak gözlemlenen bir artışıdır. Bir ülkeden diğerine şokların iletilmesidir. Bulaşma ve yayılma terimleri genellikle kabul edilen anlamda kullanılsa da, bulaşma ve yayılma farklı şekillerde tanımlanabilir. Bazı ekonomistlere göre, Reinhart ve Kaminsky gibi, bulaşma, yayılmadan daha hızlı ve daha şiddetli bir etkiye sahiptir. Bulaşma konusuna odaklanan başlıca ekonomistler Krugman, Obstfeld, Hamao, Kuusk, Forbes, Rigobon, Sachs, Corsetti, Fratzcher, Sell, Classens ve Radelet'tir.Son yıllarda ekonomistlerin bulaşma konusuna olan ilgisi hızla artmıştır, özellikle 1994 Meksika krizinden sonra, ancak özellikle 1997 Asya krizinden sonra, \"bulaşma\" terimi gazetelerde ve ekonomi makalelerinde tıbbi bir terim olan \"enfeksiyon\" yerine ekonomi terimi olarak kullanılmaya başlandığında. Bulaşma, ülkeler arasındaki finansal bağlantılar, uluslararası ticari ortak girişimler ve uluslararası ticari rekabet gibi gerçek bağlantılar, komşuluk ilişkileri, çok uluslu şirketlerin davranışları, sürü davranışı ve yatırımcıların ve şirketlerin spekülatif davranışları gibi faktörler sonucunda ortaya çıkabilir.ABD mortgage piyasası krizden önce dünya genelinde yaklaşık 10 trilyon dolar değerindeydi ve dünyanın en büyük mortgage piyasasıydı. Bu mortgage piyasasındaki en yüksek riskli krediler yaklaşık 1.5 trilyon doları buldu. 1990'ların sonundan itibaren ABD ekonomisi, Çin ve petrol üreten ülkeler gibi ülkelerden dünya tasarruflarının önemli bir kısmını çekti. Bu durum ABD ekonomisinde tasarrufların ve sermaye stoklarının artmasına neden oldu ve bunun sonucunda hane halkı ve işletmelere kredi arzı arttı. Bu süreçte denetim ve araştırma eksikliği de yaşandı. Düşük gelirli riskli grupları hedefleyen subprime mortgage kredilerinin kullanımı arttı ve bu durum ABD finansal piyasalarında ve özellikle ABD mortgage piyasasında kaçınılmaz bir patlamaya yol açtı. Artan fiyatlar sonucunda tüm dünyada finansal piyasalarda ve özellikle mortgage piyasasında bir kriz yaşandı.(AI)
Atıf Sayısı :