Bu metinde, Türkiye'de katılım bankacılığının gelişimi ele alınmaktadır. Metinde, son 30-40 yılda dünya ekonomisi, finans sektörü ve bankacılık sektörünün geliştiği ve yeni bankacılık faaliyetlerinin oluşumunu desteklediği belirtilmektedir. Türkiye'nin stratejik ve politik durumlarıyla ilişkili olarak, özellikle son yıllarda İslami bankacılığın Türkiye ekonomisi için büyük bir öneme sahip olduğu ifade edilmektedir. İslami sermayenin sadece Türkiye iç piyasasından değil, dünyanın çeşitli bölgelerinden toplanmasının, Türk ekonomisi için sermaye birikimini sağlamada önemli bir rol oynadığı vurgulanmaktadır. Türkiye'de İslami bankacılık hizmetlerinin 1985 yılında başladığı ve 2008 yılından itibaren devlet politikaları nedeniyle daha çekici hale geldiği belirtilmektedir. Türk bankacılık sistemi içinde İslami bankacılık hizmetlerinin pazar payının ortalama olarak %7 olduğu ifade edilmektedir. Türkiye'de İslami bankacılık hizmetlerinin sadece 5 banka tarafından sunulduğu, bunlardan üçünün özel sermayeli bankalar olduğu ve ikisinin devlet bankaları olduğu belirtilmektedir. Katılım bankalarının Türkiye ekonomisinde önemli bir yer kazanmaya çalıştığı ve son yıllarda önemli ilerlemeler kaydettiği ifade edilmektedir. Katılım bankaları, tasarruf sahipleri ile yatırımcılar arasında köprü görevi gören mevduat bankalarına benzer şekilde işlev görmektedir. Ancak fon toplama ve finansman yöntemleri farklıdır. Katılım bankalarının kâr ve zarar ortaklığı yoluyla fon topladığı, özellikle ticaret (Murabaha), leasing (Ijara) ve kâr ve zarar ortaklığı (Mudaraba ve Musharaka) yoluyla finansman sağladığı belirtilmektedir. Katılım bankalarının, özellikle 2001 yılından sonra büyük bir atılım yaparak diğer ticari bankalarla rekabet edebilir hale geldiği ve 1999 ve 2001 yıllarında yapılan düzenlemelerin katılım bankalarının Bankacılık Kanunu'na tabi olduğu ve ticari bankacılık bağlamında aynı haklara ve yükümlülüklere sahip olduğu ifade edilmektedir. Katılım bankalarının çalışma prensipleri doğrultusunda belirli hedefleri olduğu ve boşta olan fonların ekonomiye dahil edilmesi, reel sektörün gelişimi gibi amaçları olduğu belirtilmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :