Kranioservikal bileşke (KSB) füzyon cerrahisi, sürekli olarak gelişen bir cerrahi teknik olup, kranioservikal instabiliteye neden olan travma, neoplastik hastalık, metabolik hastalık veya konjenital hastalıklar gibi etiyolojik faktörlere bağlıdır. Bu teknik, çeşitli stabilizasyon tekniklerini içermekte olup, her biri KSB'nin anatomisi hakkında detaylı bilgi gerektirmektedir. KSB, geniş bir hareket aralığı sağlayan özelleşmiş bir anatomik komplekse sahiptir ve cerrahi müdahaleler sırasında korunması gereken bir eklem sistemine sahiptir. KSB'nin füzyon prosedürleri, çeşitli hareketlere dayanabilme yeteneğine sahip olmalıdır. Kranioservikal bölgenin benzersiz anatomik ve biomekanik ilişkileri nedeniyle, nöroşirürji uzmanları için hala zorluklar oluşturmaktadır. Mevcut standart teknik, servikal omurgaların oksipital kemiğe rijit fiksasyonunu içermektedir. Bu yaklaşım, postoperatif eksternal stabilizasyon ihtiyacını ortadan kaldırır ve yüksek füzyon oranları sağlar. Kranioservikal füzyon endikasyonları arasında odontoidektomi gerektiren patolojiler, başarısız C1-C2 füzyon girişimleri, C1'e vida konulamayan patolojiler ve C1-2 füzyon endikasyonları yer almaktadır. Kranioservikal füzyon cerrahisi öncesi, hastaların boyun hareketlerinde kısıtlamalar olacağı konusunda bilgilendirilmeli ve gerekli görüntüleme çalışmaları yapılmalıdır. Ayrıca, vertebral arter anatomisi ve varyasyonları da değerlendirilmelidir.(AI)