Son yıllarda iklim bilimcileri endişe verici sonuçlar sunmuştur. Atmosferdeki sera gazlarının birikimi, başlangıçta tahmin edilenden daha hızlı bir şekilde artmaktadır. Bilim insanları, ekonomistler ve politika yapıcılar tarafından 2020 yılında, 1990 seviyelerinin en az %20 altında emisyon hedefleri belirlenmiştir. Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) sektörü ve BİT için gelişen fırsatlar, düşük karbonlu bir toplum yaratmada hayati öneme sahiptir ve 2020 yılına kadar dünyayı bu yönde ilerletmek için daha fazlası yapılabilir. BİT sektörünün sera gazı emisyonlarının potansiyel kullanımının artacağı tahmin edilmektedir. 2002 yılında 0,53 Gt olan CO2e'nin, 2020 yılında 1,43 Gt olması beklenmektedir. Bununla birlikte, BİT sektörünün, kendi karbon ayak izinin 5 katı kadar CO2e azaltabilecek fırsatlar yaratabileceği iddia edilmektedir. Oluşturulan fırsatlarla, emisyonun 2020 yılına kadar %15 azalacağı tahmin edilmektedir. Bu kapsamda, organizasyonlar tarafından geliştirilen çözüm ve uygulamalarla 600 milyar sterlin tasarruf edilmesi öngörülmektedir. Birleşmiş Milletler'in dünya çapındaki bir anketi, çevresel olarak sürdürülebilir kalkınmanın geleceği domine eden konuların en önemlisi olduğunu belirlemiştir. Rapor, \"daha önce hiçbir zaman dünya görüşü, sürdürülebilir kalkınmayı başarma konusunda bu kadar birleşik olmamıştı\" şeklinde gözlemlemiştir. Sanayinin de bu endişeyi benimsediği ve birçok iş liderinin kurumsal vizyonlarında çevresel sürdürülebilirliği kabul ettiği görülmektedir. Bu sürdürülebilir kalkınma endişesinin yukarıdan aşağıya yayılması, normalde çıkar çatışmaları nedeniyle birçok konuda çelişen toplumlar, özel ve kamu kuruluşlarının küresel öneme sahip bir konuda anlaşmaya varabildiğini göstermektedir. Bilgi Sistemleri (BS) liderleri, \"Yeşil Bilgi Teknolojisi (BT)\" konusuna dikkat çekmiş ve son zamanlarda CIO'lar tarafından 2008'in en önemli stratejik teknolojisi olarak belirlenmiştir. Yeşil BT hizmet pazarının 2013 yılına kadar yaklaşık 5 milyar doları bulması beklenmektedir. Organizasyonlar, sürdürülebilir olmaları, rekabetçi bir şekilde var olmaları ve topluma sosyal sorumluluklarını yerine getirebilmeleri açısından değerlendirilir. Bu gelişmeler ışığında, organizasyonların yeşil BS'yi en etkili şekilde kullanmak için yapılarını yeniden yapılandırması bir zorunluluktan çok bir gereklilik olarak kabul edilebilir. Bu yapılandırma, yönetim gibi tüm uygulanabilir temel işlevleri dikkate alarak yapılmalıdır.(AI)
Atıf Sayısı :