Türkiye, yedi farklı etnik kökenden vatandaşları barındıran çok kültürlü bir ülkedir. Bu durumun öngörülebilir bir sonucu olarak, Türkiye'de resmi dil Türkçe olmasına rağmen, farklı azınlık dilleri ülkenin farklı bölgelerinde konuşulmaktadır. Karahan (2005: 1160), Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde konuşulan 31 dilin - Kürtçe, Arapça, Çerkesce, Yunanca, Gürcüce, Ermenice ve diğer birçok dilin - listesini yapmaktadır. Bu dillerden bazıları daha yaygın olarak konuşulmaktadır (örneğin Kürtçe ve Zaza Dili) ve genç nesiller ana dilleri olarak edinmektedir. Diğer bazı dillerin kullanımı ise yeni nesillerin ana dilleri olarak edinmemesi nedeniyle azalmaktadır, çünkü yeni nesiller, yaşlı nesillerin maruz kaldığı kadar ana dillerine maruz kalmamaktadır. Arapça, bu durumun bir örneğidir.1995 Türkiye nüfus sayımı, Türkiye'deki yerleşik Arap kökenli vatandaşların sayısının 800.000-1.000.000 arasında olduğunu göstermiştir. Arap etnik azınlığı çoğunlukla Hatay, Adana ve Mersin gibi Suriye sınırına yakın şehirlerde yaşamaktadır. Bunların bazıları Hristiyan'dır, ancak çoğunlukla farklı küçük mezheplerden Müslümandırlar. Bu Arap vatandaşların %70'i Alevi inancını benimsemektedir (Metz 1996).Arap insanlarının Anadolu topraklarına göç etmesinin birkaç nedeni vardı. En etkili neden, mezhepsel ayrılıklardan kaynaklanan siyasi ve sosyal baskılardı. Birçok Arap vatandaşı, 745-1200 yılları arasında gerçekleştirilen kitlesel katliamlardan kaçmak için Kuzey Afrika ve Arap Yarımadası'ndan Güney Anadolu'ya geldi. Başka bir neden ise Osmanlı İmparatorluğu'nun tarım politikasının bir sonucuydu. Deneyimli çiftçi aileler, özellikle Suriye ve Cilicia Ovası'na, toprak ıslahı ve tarım için getirildi. Cilicia'nın merkezi olarak kabul edilen Mersin bölgesi, Latakia, Halep, Şam, Beyrut, Lübnan, Filistin ve Ürdün'den gelen göçmenler için popüler bir yer haline geldi. Göçmenler, Karaduvar, Karacailyas, Kazanlı ve Adanalıoğlu gibi farklı bölgelerde diğer uluslardan ve kültürlerden insanlara kapalı toplumlar oluşturdular (Kokulu 2008). Bu bölgelerin sakinleri Alevi dini ritüellerini takip etti ve bu da onlara Sünni Müslümanlardan sosyal baskı getirdi. Her toplum içe dönük hale geldi, bu da her bölgede konuşulan Levant Arapçasında bazı dil değişikliklerine neden oldu.Amaç ve HedeflerBu bölümün temel amacı, Mersin Araplarının (Suriye ve Yemen'deki mevcut savaştan kaçan mülteciler değil, Türkiye'nin yerli vatandaşları) dil tutumlarını beş farklı perspektiften incelemektir.(AI)
Atıf Sayısı :