Bu makalede, Türkiye'de sözlü tarih adlı lisansüstü tezlere genel bir bakış sunulmaktadır. Söz ve tarih arasındaki ilişki ve bağlamın çok eski dönemlere dayandığı ve tarih yazımının sözün kayda geçirilmesiyle başladığı belirtilmektedir. Sözlü gelenek, yıllar boyunca tarihçilerin temel kaynaklarından biri olmuştur. Ancak yazılı kaynakların değer kazanmasıyla birlikte sözlü tarih arka planda kalmış ve yerini kaynaklara dayalı tarih yazımına bırakmıştır. Bununla birlikte, sözlü tarih insanların her daim başvurabileceği en yaygın kaynaklardan biri olmuştur. Sözlü tarih, yazılı olmayan kaynakların kullanımıyla ilgili yetersizlikler nedeniyle 1800'lere kadar akademik tarihle birlikte kullanılmamıştır. Ancak 2. Dünya Savaşı'ndan sonra bazı alanlarda yazılı kaynak yetersizliği nedeniyle tekrar kullanılmaya başlanmış ve bilimsel değerini yeniden kazanmıştır. Sözlü tarih, insanlar tarafından kurulan ve insan hayatını tarihin içine sokan, liderlerin yanı sıra sıradan insanları da kahraman olarak seçen bir tarih türüdür. Sözlü tarih, kültürel mirasın nesilden nesile aktarılmasında önemli bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, sözlü tarih geçmişle bugünü harmanlayarak geçmişi anlamaya yardımcı olan bir yöntem olarak tanımlanmaktadır. Sözlü tarih, sıradan insanların yaşantısının anlatıldığı bir tarih olarak da nitelendirilmektedir. Bu yöntem, değişim ve sürekliliği dün-bugün-gelecek bağlamında ele alan ve insan ilişkilerini inceleyen bir tarih anlayışını benimsemektedir. Sözlü tarih, var olan tarihe alternatif bir tarih olmaktan ziyade tarihi olayları dün-bugün-gelecek bağlamında değerlendiren bir yöntemdir.(AI)