Bu metinde, din anlayışının nasıl oluştuğu ve insanların neden bilimsel düşünce yerine dine inandığı üzerinde durulmaktadır. Robert McCauley'in \"Din Neden Doğal ve Bilim Değil\" adlı kitabında, insanların genellikle bilimsel düşünceden daha kolay olan dini inançlara yönelmelerinin nedenlerini açıkladığı belirtilmektedir. İnsanların doğal olarak neden-sonuç ilişkisi kurma eğiliminde oldukları ve her oluşumun bir nedeni olduğuna inandıkları ifade edilmektedir. Ayrıca, insanların doğada düzen ve intizam gördükleri ve cansız nesneleri bile canlı gibi algılama eğiliminde oldukları vurgulanmaktadır. Bu doğal eğilimlerin yanı sıra, insanların dini liderlere duydukları arzunun da önemli olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle, Hz. Muhammed, Hz. İsa, Buda ve Zerdüşt gibi dini liderlerin sadece insanların doğal eğilimlerine karşılık verdikleri için değil, aynı zamanda toplumsal yaşama ve dayanışmaya dair önemli kaideler ortaya koydukları için büyük bir öneme sahip oldukları ifade edilmektedir. Metinde ayrıca, dini liderlerin ortaya çıkışları, birey ve grup üzerindeki etkileri, grup oluşumundaki öncülükleri ve sahip oldukları otorite ve hâkimiyetin inceleneceği belirtilmektedir. Max Weber'in hâkimiyet sosyolojisi alanında önemli bir isim olduğu ve din sosyolojisi alanında da etkileyici çalışmalara imza attığı ifade edilmektedir.(AI)