Bu metinde, sosyolojinin doğuşu ve din tartışmaları üzerine bir değerlendirme yapılmaktadır. Metin, toplum üzerine düşünme ve fikir üretme ihtiyacının sosyolojiyle ortaya çıkmadığını belirtmektedir. Antik Yunan, Orta Çağ, Rönesans ve Reform süreçlerinin topluluk üzerine düşünme evrelerini açığa çıkardığı ifade edilmektedir. Ancak 18. yüzyıl aydınlanma dönemi, sosyoloji için en zengin dönem olarak kabul edilmektedir. Aydınlanma dönemi, normatif bilgi üretme, siyaset ağırlıklı dil kullanma ve doğru ve iyi olana yönelik yorumlar yapma gibi özelliklere sahiptir. Metinde, aydınlanma felsefesinin tanrısal hukuk ve tanrısal akıl yerine doğal hak ve doğal hukuku benimsediği ve akıl, birey ve ilerleme kavramları etrafında şekillendiği ifade edilmektedir. Aydınlanma dönemi filozoflarının akılcılığı ve din karşıtlığını ön plana aldığı belirtilmektedir. Metin, aydınlanma fikrinin skolastik felsefenin sorgulanması sonucu ortaya çıktığını ve tanrıya olan inancın dünyevi bir belirsizliğe dönüştüğünü ifade etmektedir. Aydınlanmanın, 1688 İngiliz Devrimi ve Fransız İhtilali ile doruk noktasına ulaştığı belirtilmektedir. Metin, aydınlanmanın insan davranışının rehberinin akıl olduğuna inandığı ve entelektüel bir hareket olduğu vurgulanmaktadır.(AI)