Özgürlük ve ahlak, felsefenin iki temel kavramıdır. Bu kavramlar, geçmişten günümüze kadar filozoflar tarafından ele alınmış, tartışılmış ve yeniden tanımlanmıştır. Aristo, ahlakı sadece siyasetin bir parçası olarak nitelendirirken, ahlak sadece bir politika teorisi parçası olmakla kalmaz, aynı zamanda eylemlerimize ve onların normatif sonuçlarına yaklaşımımızı da içeren bir temel olarak kabul edilir. İnsan eylemi, sadece zaman ve mekana bağlı bir dış etkinlik değildir. Zihinsel bir süreçte, bu etkinlik bireyin düşünmesi, bir irade oluşturması, bir niyet oluşturması ve bir karar verme yeteneğiyle birlikte gerçekleşir.Ahlak, bir nedeni ve ardından gelen eylemi yansıtan \"Ne yapmalıyım?\" sorusuna cevap arama olarak kısaca tanımlanabilir. Ahlakın konusu, bir yandan bireylerin seçimleri, kararları, iradeleri ve istekleri, diğer yandan bu seçimler, kararlar, iradeler ve isteklerle birlikte gelen eylemlerden oluşur. Elbette, tüm eylemleri ahlakın konusu olarak düşünemeyiz. Bu nedenle, potansiyel olarak izin verilen veya yasaklanan eylemleri konu olarak sınırlayabiliriz. Başka bir deyişle, bir eylemi ahlaki olarak değerlendirmek için bireyin o eylemi kasıtlı olarak bir ahlaki kuralı ihlal etmesi veya ona göre hareket etmesi gerekmektedir.Dikkat edilmesi gereken ilk iki unsurdan biri, ahlaki bir eylemin sonucu olarak isteğin, seçimin ve kararın bir sonucu olarak özgür iradeyle ortaya çıkan \"zihinsel eylem\"dir. İkinci unsursa, herhangi bir eylemi gerçekleştirmek olarak tanımlanabilecek \"yapmak\" fiilidir. Sonuç olarak, ahlaki eylemin iki unsuru olduğunu ve bunların birbirinden ayrılamayacağını yeniden ifade edebiliriz: \"zihinsel eylem\" ve \"eylem\". Birbirleri olmadan gerçekleştirilemezler. Onlar bir madalyonun iki yüzü gibi.İnsanlar önce kendi iradelerini yönetir, düşünür ve karar verirler: bir özne ve belirli sıfatların taşıyıcısı olarak eylemlerimizden ortaya çıkan deneyim. Ve bu noktada, özgürlük fikri ortaya çıkar. Bir eylemi gerçekleştiren bir kişinin, isteği, arzusu, değerlendirmesi ve özgür iradesiyle tekrar özgür bir eylem gerçekleştirdiği ahlaki olarak kabul edilir. Yani, bir kişinin hem zihinsel eylemini hem de eylemini özgür bir şekilde gerçekleştirdiği ve bu da ahlaki bir değer taşıyan bir eylem olduğu varsayılır. Baskı altında ve dış güç tarafından istem dışı olarak gerçekleştirilen eylemler ahlaki olarak kabul edilemez. Aslında, yasal olarak geçerlilikleri yoktur. Bu nedenle, bir kişinin eylemlerini özgür bir şekilde gerçekleştirmesi gerekmektedir, böylece o eylemden dolayı sorumlu tutulabilir, suçlanabilir ve cezalandırılabilir.Ancak, özellikle Benjamin Libet'in zihin felsefesi üzerinde son zamanlarda yapılan çalışmalar, özgür irade kavramını sorgulamıştır.(AI)
Atıf Sayısı :