Bu çalışma, dördüncü sınıfta oryantasyon kullanarak sayılar konusunu öğretmeyi amaçlamaktadır. Etkili bir eğitim için çocuğun tüm yönlerini tanımak, ihtiyaçlarını belirlemek ve çocuk odaklı öğrenme ortamları oluşturmak gerekmektedir. Etkili bir öğretim için etkili bir öğrenme ortamı hazırlamak gerekmektedir. Özellikle ilkokul yıllarında, çocukların dikkatini çeken, merak uyandıran ve aktif olarak katılabilecekleri ortamlar sunan öğrenme ortamlarının hazırlanması oldukça önemlidir. Etkili öğrenme ortamlarında çocukların temel öğrenme ihtiyaçları karşılanır. Temel öğrenme ihtiyaçları, çocukların toplumda yaşamalarını ve yer edinmelerini sağlayan bilgi, beceri, değer ve tutumları içerir. Okur-yazar olmak, duygularını ifade etmek, sayısal işlemler yapmak, problemleri çözmek ve öğrenilenleri sonraki durumlara uyarlamak gibi temel öğrenme ihtiyaçları arasında yer alır. Çocukların temel öğrenme ihtiyaçlarının karşılanması, onları psikolojik, sosyal, duygusal ve akademik olarak hayata hazırlar. Matematik, sayısal ve işlemsel becerilerin geliştirilmesi gibi temel öğrenme ihtiyaçlarının karşılandığı bir alandır. Matematik, hayatın merkezinde bulunan, günlük fiziksel hareketlerimizden teknolojiye kadar uzanan önemli bir bilim dalıdır. Ancak matematik, öğrenciler tarafından öğrenilmesi zor bir okul dersi olarak bilinir ve bu zorluk aşılamadığında öğrencilerde matematik korkusu ve kaygısı oluşur. Bu da matematik konusunun başarılması zor ve sıkıcı bir konu olarak algılanmasına neden olur. Özellikle ilkokulun ilk döneminde soyut kavramlardan oluşan matematiğin anlaşılması öğrenciler için oldukça zordur. Kavramları öğrenmek için matematik konusu somutlaştırılmalıdır. Matematik konusunun öğretim ve öğrenme etkinlikleri mümkün olduğunca yaşamla ilişkilendirilmelidir. Bu nedenle matematik etkinlikleri sadece yazılı örnekler ve alıştırmalarla sınırlı olmamalıdır. Öğrencilerin matematikle çevre ve doğa arasındaki bağlantıyı fark etmeleri, matematiğe olan bakış açılarını ve tutumlarını olumlu yönde etkileyecektir. Bu nedenle tek taraflı sunumlar yerine, öğrencilerin öğrenme ortamında aktif olarak katıldığı, ilgi ve merak konularını keşfettiği, sorguladığı, araştırdığı, çözümler bulduğu ve becerilerini geliştirdiği bir öğrenme olan etkin öğrenme vurgulanmalıdır. Bugünün eğitim sistemi de bireyleri yetiştirmeyi amaçlayan, entegre bilgi, beceri ve davranışları vurgulayan yapılandırmacı yaklaşımı benimsemiştir. Bireylerin kişisel, sosyal, akademik ve çalışma hayatlarında ihtiyaç duyacakları sekiz temel yetenekten biri \"matematik yeteneği\" olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda geliştirilen eğitim sistemi kapsamında, öğretim programları yapılandırmacı yaklaşıma dayanarak mevcut programa dahil edilen konularla matematik yeteneklerinin uyumunu sağlamaya çalışmaktadır. Ayrıca kalıcı öğrenmeyi sağlamak için öğrencilerin öğrenme ortamında etkileşimli deneyimlere sahip olmaları gerekmektedir. Birden fazla duyu organını hedefleyen uyarıcılar kullanılarak düzenlenen öğrenme ortamlarında bu deneyimler, öğrenen ve öğrenme ortamının etkileşimiyle gerçekleşir. Yapılandırmacı yaklaşıma dayanan derslerde öğrenme sürecinde öğrenciler bilgiyi inşa eder ve yorumlarlar ve bu nedenle öğrenme sırasında aktiftirler ve kendi öğrenmelerinden sorumludurlar. Öğrencilerin nasıl anladığı ve öğrendiği konusuna önem veren yapılandırmacı yaklaşımda öğretmenler rehberlik rolünü üstlenirken öğrenme ortamı esnektir. Ayrıca, oyunları kullanarak öğretme yapılandırmacı yaklaşım kapsamında ele alındığından, bu çalışma oyunları kullanarak öğretme yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda, oyunları kullanarak öğretme yöntemi matematik konusunu(AI)
Atıf Sayısı :