Bu bölümde, genel eğitim sınıflarında eş öğretim süreci ve eğitim düzenlemeleri ele alınmaktadır. Günümüzde, okullar öğrencilerin akademik, sosyal ve duygusal becerilerini desteklemek amacıyla bir dizi değişimden geçmektedir. Özellikle bilim ve teknolojideki değişimler, ülkelerin eğitim politikalarında öğrencilerin okul hayatında kazanması gereken bilgi, beceri ve yetkinliklerle ilgili değişikliklere neden olmaktadır. Avrupa Birliği (AB) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) raporları incelendiğinde, özellikle erken çocukluk eğitimi, yaşam boyu öğrenme ve eğitime erişim konularının ülkelerin eğitim politikalarında önemli konular olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, eğitim ve öğretim bir bütün olarak ele alındığında, bireyin kaliteli eğitime erişimi uygun müfredat, öğretim yöntemleri ve teknikler, fiziksel uyumlar ve öğretmen yeterlilikleriyle ilişkilidir. Öğrencilerin akademik, sosyal, dil ve diğer gelişimsel alanlarda önemli farklılıklar gösteren öğrencilerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için öğrenme ortamları düzenlenmeli ve öğretmenlerin özel eğitim bilgi ve becerileri bu düzenlemelerin başarılı olması için önemli bir role sahiptir. Bu nedenle, sınıfta öğretimden sorumlu olan öğretmen, her öğrenci için kaliteli bir eğitim ortamı oluşturmakla yakından ilgilidir. Öğretmenler, öğretme ve sınıf yönetimi sorumluluğuna sahip oldukları için bilgi ve beceriye ihtiyaç duyduklarını belirtmektedirler. Bu nedenle, öğretmenlerin öğrencilerin bireysel farklılıklarına dayalı etkili öğretim sağlama yeteneklerini desteklemek için önceden ve mesleki dönemde eğitim almalarının gerekliliği vurgulanmaktadır. Sınıf, farklı öğrenme ihtiyaçlarına sahip öğrencilerden oluşmaktadır. Sınıf ortamı, öğrencilerin birbirinden izole olmadığı ve birlikte öğrendiği bir ortam olarak tanımlanmaktadır. Öğretmenlere, bu sınıflarda her çocuğun öğrenme düzeyini ve kişisel performansını dikkate almaları, özel ihtiyaca uygun öğretim düzenlemeleri yapmaları ve eş öğretim süreçlerini yapılandırmaları önerilmektedir. Özel ihtiyaçları olan çocukların akranlarıyla devam ettiği ve çocuklara ve öğretmenlere destek hizmetleri sağlanarak verilen kapsayıcı uygulamaların kalitesi, öğretmen yeterlilikleri, fiziksel çevre, materyal ve program düzenlemeleriyle yakından ilişkilidir. Bu nedenle, öğretmenler için başlangıç düzeyinde hazırlık ve mesleki gelişimlerini desteklemek amacıyla Avrupa Birliği üye ülkelerinde projeler yürütülmektedir. Kapsayıcı eğitim yaklaşımı, erken çocukluk, okul öncesi, ilkokul ve diğer eğitim düzeylerinde eğitimi yeni bir ekosistem olarak algılayan ve çocuğun gelişimi kadar ailenin eğitimdeki rolünü, öğretmenlerin mesleki gelişimini ve diğer uzmanlarla işbirliğini de içeren bir yaklaşımdır. 2014-2017 yılları arasında Avrupa Birliği tarafından yürütülen bir projenin son raporu olan 2017 tarihli raporda, kapsayıcı eğitim ortamlarında her öğrencinin başarısını artırmaya yönelik olarak öğretmen eğitimi ve izleme değerlendirme olmak üzere iki ana tema üzerinde durulmuştur. Bu nedenle, öğrencilerin kaliteli eğitime erişiminin yanı sıra, öğrenme süreçlerinin ana planlayıcısı ve uygulayıcısı olan öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini geliştirmek önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :