Meme hastalıklarının yönetimi, multidisipliner bir yaklaşım gerektiren bir süreçtir. Son yıllarda meme radyolojisi alanında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Girişimsel radyoloji, meme hastalıklarının tanı ve tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. Görüntüleme eşliğinde yapılan perkütan işlemler, hastalara daha iyi bilgi sağlamakta ve gereksiz cerrahi işlemlerin önüne geçmektedir. Biyopsi, cerrahi ve medikal tedavilere yön vermektedir. Ayrıca, preoperatif işaretleme ameliyatını yönlendirir ve cerrahi tedavinin sınırlarını belirler. Bazı durumlarda, tümörlerin ablasyon yöntemiyle tedavi edilmesi cerrahiye alternatif olabilir. Bu nedenlerle, girişimsel radyoloji, meme hastalıklarının yönetiminde önemli bir rol oynamaktadır.Girişimsel meme prosedürleri genellikle görüntüleme eşliğinde yapılmaktadır. Ultrasonografi ve mamografi, meme lezyonlarının görüntüleme rehberliği için en yaygın kullanılan yöntemlerdir. Ultrasonografi, kolayca erişilebilir, hızlı, ucuz ve radyasyon etkisi olmayan bir yöntemdir. Mamografi ise mikrokalsifikasyon kümelerinin ve klipslerin görüntülenmesi için en etkili yöntemdir. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG), yüksek riskli gruplarda tarama ve meme kanserlerinin evrelemesi için kullanılmaktadır. MRG, diğer görüntüleme yöntemlerinde görülemeyen lezyonların teşhis ve biyopsi uygulamasında da kullanılmaktadır.MRG kılavuzlu biyopsiler, MRG uyumlu materyallerle gerçekleştirilir. Bu yöntem, lezyonun kontrast madde uygulandığında görülebildiği durumlarda kullanılır. Ancak, konturast madde yıkanmadan önce belirli bir süre beklenmesi gerekmektedir. MRG kullanımı, maliyet ve zaman açısından daha fazla gerektiren bir yöntemdir.Sonuç olarak, girişimsel radyoloji, meme hastalıklarının yönetiminde önemli bir rol oynamaktadır. Ultrasonografi, mamografi ve MRG gibi görüntüleme yöntemleri, meme lezyonlarının tanı ve tedavisinde rehberlik sağlamaktadır. Ancak, her yöntemin avantajları ve sınırlamaları bulunmaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :