Bu makalede, cerrahi müdahalelerin tarihçesi ve nükleer tıp yöntemlerinin cerrahiye yardımcı olarak kullanılması ele alınmaktadır. Cerrahi müdahaleler, zamanla asepsi-antisepsi, anestezi ve teknolojik gelişmelerle birlikte büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Nükleer tıp ise 20. yüzyıl başında nükleer fizik alanındaki gelişmelerle ortaya çıkmıştır. Atom bombası ve nükleer silahın kullanılmasıyla birlikte nükleer enerji konularında hızlı bir ilerleme yaşanmış ve bu da nükleer tıp bilim dalının doğmasına yol açmıştır. Radyonüklidlerin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte nükleer tıp, cerrahiye yardımcı yöntemler olarak klinik pratikte yerini almıştır. Bu yöntemler, daha az invaziv cerrahiler için kullanılan yapay radyonüklidlerin üretimi, radyasyon detektörlerinin gelişimi ve cerrahi gama problarının üretilmesi gibi çalışmalarla desteklenmektedir. Nükleer tıp klinikleri, günümüzde pek çok cerrahiyi radyokılavuzlu yöntemlerle aktif olarak desteklemektedir. Bu makale, radyokılavuzlu cerrahinin gelişimi ve uygulanmasının önemine vurgu yapmaktadır. Nükleer tıp yöntemlerinin daha fazla merkezde ve daha fazla sayıda uygulanabilmesi için bu yöntemlerin basitten karmaşığa doğru ilerlemesinin bilinmesi gerektiği belirtilmektedir. Makalede ayrıca nükleer tıbbın başlangıcı olan radyoaktif iyot tedavisi ve tiroid hastalıkları üzerine yapılan çalışmalardan bahsedilmektedir.(AI)