Minimal İnvaziv Yaklaşımların Seçimi: Riskler Ve Komplikasyonlar
Anahtar Kelimeler
Minimal invaziv omurga cerrahisi, hastanın anatomisine minimum hasar vererek ve morbiditeyi en aza indirgeyerek açık cerrahi yöntemlere eşit veya daha iyi sonuçlar elde etmeyi amaçlayan bir cerrahi yaklaşımdır. Bu yaklaşımın temel elemanları mikroskoplar ve tübüler retraktör sistemleridir. Ancak, bu sistemlerin geleneksel yöntemlere göre avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Minimal invaziv cerrahi, cerrahların deneyim gerektiren küçük bir kesi üzerinden hastaya müdahale etmesini gerektirir ve cerrahların mikroskop üzerinden gördükleri iki boyutlu alanı, üç boyutlu olarak algılayabilmeleri önemlidir. Tübüler retraktör cihazlarının uzunluğu ve dokunsal geri bildirimleri de önemlidir. Minimal invaziv cerrahi yaklaşımlar teknik olarak zor ve öğrenme eğrisi uzun prosedürlerdir. Anterior cerrahi yaklaşımlarla yapılan cerrahilerde görülen komplikasyonlar minimal invaziv yaklaşımda da karşımıza çıkar. Özefagus yaralanması, trakea yaralanması, karotis veya vertebral arter yaralanması, yutma güçlüğü ve disfoni bu komplikasyonların en önemlileridir. Ayrıca, laringeal rekürren sinir yaralanması, özefageal yaralanma ve karotis arteri veya vertebral arter yaralanması da riskli komplikasyonlardır. Anterior servikal foraminotomi, omurga füzyonuyla birlikte sıklıkla yapılan bir cerrahi yöntemdir. Minimal invaziv cerrahi yaklaşımların seçimi, riskler ve komplikasyonlar göz önünde bulundurularak yapılmalıdır.(AI)
Atıf Sayısı :